| Bulabildiğimi getirdim. Aceleye geldi ama hepsi işinde iyidir. | Open Subtitles | لقد أحضرتُ لك من استطعت احضارهم لم نخبرهم بالتفاصيل ، ولكنهم ذو كفاءة عالية |
| Tamam, ellerinde fazla bir şey yoktu ama sana bir iki şey getirdim. | Open Subtitles | حسناً ، لم يكن لديهم اختيارات رائعة ولكنني أحضرتُ لك بعض الأشياء |
| sana yemek getirdim. Umarım taze fasulye ve muz seviyorsundur çünkü sadece bunlar var. | Open Subtitles | أحضرتُ لك بعضَ الطعام، أتمنّى لو أنّك تحبّ الفول الأخضر و الموز. |
| Aslında sana küçük bir hediye aldım. | Open Subtitles | سعيد للغاية بما تقوم بهِ. بالواقع، أحضرتُ لك هدية. |
| Ama altı yıl boyunca şirkette çalışmandan dolayı bir takdir göstergesi olarak sana çok özel bir hediye aldım. | Open Subtitles | ولكن كبادرة تقدير لسنواتكِ الست التي قضيتها في الشركة أحضرتُ لك هدية مُميزة |
| Bak, sana söylediğim zamanda ilk teslimatı yaptım. Hem de epey hızlı oldu. | Open Subtitles | ، انظر ، أحضرتُ لك الدفعه الأولى في ميعادها و أعمل على تدبير ما تبقى |
| Zaten bu yüzden ters giden bir şeyler olduğunu anlar anlamaz sana kanıtı getirdim. | Open Subtitles | لذا سرعان ما عملتُ أنّ هناك شيء مُريب يجري، أحضرتُ لك الدليل. |
| Ha bu arada, sana Londra'dan bu iyi arkadaşlarını getirdim. | Open Subtitles | بالمناسبة، أحضرتُ لك هذه المفضلةُ إليك من لندن |
| Dün gece hazırladığım biraz tereyağı ve konserve kızılcık getirdim. | Open Subtitles | جميعها مصنوعة من أقمشة منسوجة من التراث الساكسوني أحضرتُ لك أيضاً الزبدة التي صنعتها الليلة الماضية |
| sana bir sürü hediye getirdim. | Open Subtitles | أحضرتُ لك مجموعة كاملة من الهدايا |
| sana sevdiğin keklerden getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرتُ لك بعض وجبة الكعك الذي تحبه |
| Bay Fleming size çay getirdim efendim. | Open Subtitles | سيّد فليمنج, أحضرتُ لك الشّاي, سيّدي |
| Uyumana yardımcı olsun diye sana bir şey getirdim. | Open Subtitles | أحضرتُ لك شيئاً ربما يساعدك على النوم |
| İstediğin boyaları aldım, arabada hepsi. | Open Subtitles | أحضرتُ لك كل الطلاء الذي طلبتَه. كله في السيارة، حسناً؟ |
| Hey, sana bir doğum günü hediyesi aldım. | Open Subtitles | مرحباً، لقد أحضرتُ لك هدية عيد الميلاد. |
| Kendimi çok kötü hissettiğim için sana bunu aldım. | Open Subtitles | لقد أحسستُ بالذنب أنني أحضرتُ لك هته |
| 14 tane gömlek aldım. | Open Subtitles | أحضرتُ لك 14 قميص من نوع أكسفورد. |
| Ve sana teşekkür mâhiyetinde bir şey aldım. | Open Subtitles | ولأشكرك, أحضرتُ لك شيء صغيراً. |
| sana yemek ısıttım çünkü pis bir yerde kalıyorsun, yemeni istedim. | Open Subtitles | أحضرتُ لك طبقاً... لأنك تقيم في فندق هزيل... وأردتك أن تأكل |