| Politikadan anlamam. Ne basın toplantıları ne de kamuoyu umurumda. | Open Subtitles | لستُ مولعة بالسياسة ولا أحفل بالمؤتمرات الصحفيّة أو رأي العامّة |
| Kitabında ne yazdığı umurumda değil. Bu adam soyguncu değil. | Open Subtitles | لا أحفل بما تذكره قائمتكَ، فإنّه غير ضالع في إثم. |
| umurumda olan tek şey, seni bir daha bu okulda bu boku satarken görmemek. | Open Subtitles | كل ما أحفل به أني لا أريد رؤيتك تبيعين هذا الهراء في المدرسة مجددا |
| Ama şimdi geriye kalan değer verdiğim herkes hepimiz onun namlusunun ucundayız. | Open Subtitles | والآن، كلّ الناس الذين أحفل بهم من الأحياء جميعنا الآن تحت رحمته. |
| Kim olduğunuz ne yaptığınız veya kime yaptığınız umurumda değil. | Open Subtitles | لا أحفل من تكونون وما فعلتموه وبمن فعلتم ذلك |
| Bilmiyorum ve umurumda da değil. Sadece bir iş bu, her hangi bir iş. | Open Subtitles | لا أعرف ولا أحفل بذلك فقط أحصل على عمل ، أي عمل |
| Satıcı uyuşturucuları çaldı. Tak, tak, tak. Ne diyeceğin umurumda bile değil çünkü olan biten bu. | Open Subtitles | وسرق المروّج المخدّرات، وهكذا انتهينا، ولا أحفل بما تقول لأنّ هذا ما جرى وهذا من أبحث عنه |
| İnsanların benim hakkımda ne düşündükleri umurumda olmazdı. Ben tekrar o kız olmak istiyorum. | Open Subtitles | لم أحفل قطّ بما يعتقده الناس بي, أريد أن أكون ذاك الشخص من جديد. |
| - Dinle dükkân umurumda değil, yıktıracağım zaten. | Open Subtitles | لا أحفل بعملك. سأدمّر المحل على أيّة حال. |
| Diyeceklerin umurumda değil. | Open Subtitles | في الحقيقة، لا أحفل لما ستقوله فأنا أظنه الفاعل |
| Kendilerine sakladıkları sürece insanların ne yaptıkları umurumda değil. | Open Subtitles | لا أحفل بما يفعله المواطنون، طالما لا يتعدون حدودهم لإيذاء آخرين. |
| umurumda değil... 100.doğum günün de olsa... ..sakın böyle bir eğlenceye gizlice girmeye kalkma bir daha. | Open Subtitles | لا أحفل وإن كان عيد ميلادكِ الـ100، إيّاكِ أن تنسلّي إلى حفلٍ هكذا ثانيةً. |
| Tabutlar umurumda değil. Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | لستُ أحفل بالتوابيت إنّما أودّ التحدث إليكَ |
| Dinle. Burada bir hain olması umurumda olmaz. | Open Subtitles | اصغِ، لا أحفل بمحاولة كلّ فردٍ على هذه المركبة إنقاذ على نحوٍ حميد أو خبيث. |
| Şimdi, kiminle konuştuğun veya ne planladığın umurumda değil. | Open Subtitles | الآن، لستُ أحفل بمَن تحادثه، أو إلامَ تخطط. |
| Kimi koruyorsun ya da neden koruyorsun umurumda değil ama an itibariyle ben seni korumaya başlayacağım. | Open Subtitles | لا أحفل بمن تحميه أو بالسبب. ولكن بدءاً من الآن، سأتولى حمايتك. |
| Kimi koruyorsun ya da neden koruyorsun umurumda değil ama an itibariyle ben seni korumaya başlayacağım. | Open Subtitles | لا أحفل بمن تحميه أو بالسبب. ولكن بدءاً من الآن، سأتولى حمايتك. |
| değer verdiğim birinin zarar görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | إني لا أريد رؤية أحد أحفل به يتأذى بعد الآن.. |
| İlk işediğinde çükünü tutan kişi olsa bile umrumda değil. | Open Subtitles | لا أحفل إذا كان حمل عضوك أثناء أول مرّة تبوّلت فيها |
| Ne düşünürsen düşün, ben ideolog değilim. Bu ülkenin güvenliğini gerçekten önemsiyorum. | Open Subtitles | مهما كان رأيك، فلستُ خبيرة إديولوجية إني أحفل فعلًا لأمن هذه البلاد |
| Geçmişini umursamıyorum, sadece şimdiyi önemsiyorum. | Open Subtitles | إنّي حقاً لستُ أحفل بالماضي، إنّما بالحاضر فحسب. |
| Buradayım çünkü sen hissettirdin ki altından çok daha fazla önemsediğim bir şeyler var. | Open Subtitles | أنا هنا لأنّكَ جعلتني أدركُ أنّ ثمّة شيءٌ أحفل بهِ أكثر من الذهبِ. |
| Sadece bana vereceği şeyi umursuyorum. | Open Subtitles | أنا أحفل فقط حول ما يمكنه أن يمنحني |