| Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu. | TED | ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله. |
| Gözlerinin içine baktım ve en karanlık saatlerinin hikâyelerini derinden dinledim. | TED | نظرت في عينيها واستمعت بعمق إلى ما تروي عن أحلك ساعاتها. |
| Şafaktan önceki en karanlık anlarda bir kadın yatağına döner. | Open Subtitles | في أحلك اللحظات قبل بزوغ الفجر عادت إمرأة إلى فِراشها |
| Dünyanın en karanlık köşesinde duruyoruz, ...ve kendi türümüzden korkuyoruz. | Open Subtitles | في أحلك ركن من هذه الأرض، ونحن نخاف من نوعنا. |
| Umuyorum ki, en kötü ihtimalde bile... Şerif'in yaşadığı sorun nedeniyle uzlaşma sağlanır. | Open Subtitles | آمل أنه حتى في أحلك الأوضاع أن ينتج عن أزمة العمدة مباركة لمصالحتنا |
| Bu yüzden asla ışığınız için savaşmayı bırakmayın, çünkü en karanlık zamanlarda bile, biz sizleri görüyoruz. | TED | لذلك لا تتوقفوا أبدًا عن القتال للوقوف في النور؛ لأنه حتى في أحلك الأوقات، نحن نراكم. |
| 6:00 Kriz Bu, kahramanın en karanlık saati. | TED | 06:00: مرحلة الأزمة في هذه المرحلة يواجه البطل أحلك الأوقات. |
| Yabancılar en karanlık anlarında hayatta kalmak, daha az yalnız hissetmek ve onlara güçlü olduklarını hatırlatmak için yabancılara yardım ediyor. | TED | عبارة عن غرباء يساعدون غرباء في أحلك لحظاتهم ليبقوا أحياء وتقليل الشعور بالوحدة، وتذكيرهم بمدى قوتهم. |
| en karanlık günlerde, göğsümüzü gere gere, başımız dimdik durabiliyoruz. | Open Subtitles | في أحلك الأوقات كنا نستطيع الوقوف بكل فخر و صدورنا مرفوعة |
| en karanlık saatlerimizin arifesinde kaydediyorum bu mesajı. | Open Subtitles | التى تقع فى أعماق مجرة بيجاسوس أنا أسجل هذه الكلمات فى أحلك لحظاتنا |
| "Yalnız birisi için kış en karanlık mevsim. | Open Subtitles | الشتاء هو أحلك المواسم عندما يكون المرء وحيداً |
| Ve ona en karanlık gününde ışığı göster. | Open Subtitles | ليعرف قوة أقدارك ونرجوك أن تمنحه النور حتى في أحلك أيامه |
| Ta ki, şeytan ona acıyıp da kendisini alevli atına alıp cehennemin en karanlık çukurlarına götürene dek. | Open Subtitles | حتى يُشفق الشيطان ذاته على حالها ويضعها على فرسه المشتعل ويحملها بعيدا إلى أحلك أعماق الجحيم |
| İçinde olduğum en karanlık yerlerden, ...beni çekip çıkaran aptal esprileri yapabiliyorken değil. | Open Subtitles | .. والقاء نكت غبية تخرجني من أحلك الأماكن التي أغرق بها |
| İnsan en karanlık anda bile aydınlığa çıkabilir. | Open Subtitles | حتّى في أحلك الظلام، يمكننا الخروج إلى النور. |
| Fikrimi değiştirdim çünkü en karanlık yerde bile kardeşim yine de beni ölüme terk edemiyor. | Open Subtitles | غيّرتُ رأيي لأنّه حتى في أحلك لحظاته، لا زال أخي غير قادرٍ على تركي أموت. |
| Yoksa kurt harekete geçer. Gecenin en karanlık anı şafağa en yakın anıdır | Open Subtitles | الفيروس لا زال يُعاند لكن أحلك .فتراته دائماً ما تكون قبل الشفاء |
| Bugün 8 Ağustos 1956, Belçika madencilik tarihinin en karanlık günü. | Open Subtitles | هذا اليوم 8 أغسطس 1956، هو أحلك يوم في تاريخ التعدين البلجيكية |
| Bir daha yaptığım onca şeye rağmen bana değer verdiğin için en karanlık yanlarından nefret etmek zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | لن تشمئزّي من أحلك مشاعرك التي تكترث بي رغم كلّ ما أثمتُه. |
| Bu yüzden gariptir ki, hayatta en kötü şeyler bile bir nimet olabiliyor. | Open Subtitles | لذا ، بطريقة غريبة حتى أحلك الأشياء في الحياة يمكن أن تكون نعمة |
| Asla unutmamalıyız ki bizim en kötü durumdaki en iyimiz bile kirli bir sokakta meyve satan yalınayaklı kimsedir. | TED | ولا يجب أن ننسى أبدًا بأن حتى الأفضل بيننا في أحلك الظروف سيكون حافي القدمين على جانب طريق قذر يبيع الفاكهة. |