|  Elbisemin her tarafına kırmızı şarap döktüm inanabiliyor musun?  | Open Subtitles |   لقد سكبتُ نبيذًا أحمرًا على فستاني، إن كان يمكنك تصديق ذلك.  | 
|  kırmızı, turuncu, sarı yada siyah olabiliyor.  | Open Subtitles |   قد يكون أحمرًا أو برتقاليًا أو أصفرًا أو أسودًا  | 
|  Seksi bir hava katsın diye, çamaşır odasına kırmızı ampul takan da benim.  | Open Subtitles |   أنا من وضع مصباحًا أحمرًا في غرفة الغسيل لمنحها جوًا مثيرًا.  | 
|  Anne, kırmızı yağmur yağıyor.  | Open Subtitles |   أمّي، إنّها تُمطر لونًا أحمرًا.  | 
|  kırmızı parıltılı ayakkabılar giyiyordun.  | Open Subtitles |   كنت ترتدين حذائًا أحمرًا لماعًا.  | 
|  Kim siyah bir şeyin üstüne kırmızı şarap döker?  | Open Subtitles |   من يرمي نبيذًا أحمرًا على ملابس سوداء؟  | 
|  kırmızı mısın? Haydi kızaralım.   | TED |   هل أنت أحمر؟ كن أحمرًا.   | 
|  kırmızı yağmur yağıyor.  | Open Subtitles |   إنّها تُمطر لونًا أحمرًا.  | 
|  (Alkışlar) Burada orijinal resimde kolayca göremediğimiz şeyi görebiliyoruz: 17 kırmızı ve turuncu sadece 2 yeşil kutu ile sıralanmış.   | TED |   (ضحك) بإمكاننا أن نرى ما كان بالكاد يمكن تمييزه في اللوحة الأصلية: 17 مربعًا أحمرًا وبرتقاليًا موضوعين في غير اتساق بجانب مربعين خضر   | 
|  Jimmy, ben de kurdele kırmızı olmadığına ve Marlo da tutuklandığına göre başka cesede gerek olmadığını...  | Open Subtitles |   (أستطيع التخمين يا (جيمي من حقيقة أن الشريط ليس أحمرًا و انك لستَ بحاجة لجثّة أخرى ...بما أن (مارلو) مُعتقل  |