| Seninle konuşuyorum. Bu insanı kullanan varlıkla. | Open Subtitles | أنا أخاطبك أنت أخاطب الكيان الذي يستخدم هذه الطفلة البشرية |
| Bana güvenebilirsin. Pek çok ölüyle konuşuyorum ben. | Open Subtitles | يمكنكَ الوثوق بي، أخاطب الكثير من الموتى |
| Benim beyaz saçlarımın değeri, haddimi aşmadan güzel kadınlara hitap edebilmemdir. | Open Subtitles | لكن احدى حسنات شعري الأبيض هي يمكنني أن أخاطب المرأة الجميلة دون الظنون الوقحة |
| - Bildiğim iyi oldu ama birisiyle konuşmam gerek. | Open Subtitles | المعرفة مفيدة، لكنّي أحتاج أن أخاطب أحدًا. |
| İIk önce buradakilerle bir konuşayım. | Open Subtitles | أريد أن أخاطب الجميع أولاً. |
| Artık o FBI sürtüğüyle konuşmuyorum. | Open Subtitles | أوتعرف ماذا؟ لن أخاطب ساقطة مكتب التحقيقات تلك ثانيةً |
| Olanlar hakkında halkımızı bilgilendirmek için ulusa sesleneceğim. | Open Subtitles | سوف أخاطب الأمة قريباً لأخبر العامة بما حدث |
| Ama şu durumda, ben bu alana, özellikle bu iki masaya konuşuyordum. | Open Subtitles | لكن في هذا الظرف، كنت فحسب أخاطب.. هاتان بشكلٍ رئيسيّ، هاتان المنضدتان المركّزة هنا |
| Üstelik bir uç parçasıyla konuşuyorum ve bunun normal olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | و إضافة لكل هذا أنا أخاطب قطعة معدنية و كأنه أمر طبيعي. |
| Bu mekânda ikamet eden kayıp ruh ile konuşuyorum. | Open Subtitles | أنا أخاطب الروح التائهة التي تقيم في هذا المنزل |
| Bu telefonu dinleyen kaltağa konuşuyorum. | Open Subtitles | أنا أخاطب العاهرة التي تتنصت على هذا الهاتف |
| Telefon benim. Arkadaşımla konuşuyorum. Ne diye sana verecekmişim? | Open Subtitles | هذا هاتفي، وإنّي أخاطب صديقي، فلمَ عساي أدعك تتحدّث؟ |
| Sayın hakim, mahkemeye hitap edebilir miyim? | Open Subtitles | هـلّ لي أن أخاطب المحكمة يا حضرة القاضي؟ |
| Albay kalabalığa hitap etmeme izin vermeli sonra da askerlerini çekmeliydi. | Open Subtitles | أنا كان عندى توقع آخر الكولونيل كان يجب أن يتركنى أخاطب الحشد |
| Olay şu ki, önceden de söylediğim gibi, seçildim diye bir masaya yapışıp kalmam veya Başkan olarak hitap edilmem. | Open Subtitles | كان الإتفاقُ كما أذكر في حال تمَّ إنتخابي فلَنْ أجلس خلف مكتبٍ أو أخاطب بدولة الرئيس |
| Rehber öğretmeninle konuşmam yeterli. | Open Subtitles | فما علي إلا أن أخاطب المشرف الاجتماعي |
| Benim tanıtımcımla konuşmam lazım. | Open Subtitles | يتحتّم أن أخاطب الوكيلة الإعلاميّة. |
| O zaman ver de müdürün müdürüyle konuşayım. | Open Subtitles | حسنٌ، دعني أخاطب مشرف مشرفك |
| Seninle konuşmuyorum. Annemle konuşuyorum. | Open Subtitles | أنا لا أخاطبكِ، أنا أخاطب والدتي |
| Bir saat içinde halka sesleneceğim. | Open Subtitles | علي أن أخاطب الأمة في خلال ساعة |
| Buketle konuşuyordum. | Open Subtitles | كنت أخاطب الزهور لديهم رقم هاتف المرأة |
| Kaçtım, çünkü polislerle konuştuğum görülürse işim biter. Azizler muhbir konusunda paranoyak oldular. | Open Subtitles | هربتُ لأنني سأكون بعداد الأموات إن رآني أحد أخاطب الشرطة، فالعصابة تشك بوجود مخبرين الآن |
| Ev Heyeti'yle ilgili bu konuyu konuşmamı hatırlat bana. | Open Subtitles | ذكرنى بأن أخاطب مجلس النواب فى هذا الشأن |
| Doğru, düşünmeden insanların boynunu kırıp öldüren bir psikopatla konuştuğumu unutmuşum. | Open Subtitles | صحيح نسيتُ أنّني أخاطب مُختل، و الّذي يعشق القتل دون هوادة. |
| Yüce Konseyde konuşacağım. Sadece bilgiler. | Open Subtitles | يجب أن أخاطب المجلس الأعلى الحقائق فقط |