| Çocuk ne söylediyse, o bana anlattı ...Duvardan bıçağa kadar. | Open Subtitles | ـ أخبرتني بما قاله الصبي ـ والسكين جاء من الحائط |
| Chloe olanları anlattı. Keşke orada olabilseydim. | Open Subtitles | كلوي أخبرتني بما حدث آسف لأني لم أكون موجوداً لأساندكم |
| Eğer bana bunların ne için olduğunu söylersen yardımım dokunabilir. | Open Subtitles | لو أخبرتني بما يدور حوله هذا الأمر ربما يمكنني مساعدتك. |
| Bana istediğimi söylersen, ikimize de yardım edebilirim. | Open Subtitles | وإن أخبرتني بما أريد معرفته، فسأستطيع فعل شيء لصالحنا معاً |
| Bana neler olduğunu söyler misiniz? | Open Subtitles | هلا أخبرتني بما يحدث ؟ |
| Kitty bana geçen sene Daniel Cole konusunda yardım etmek için ne yaptığını söyledi. | Open Subtitles | (كيتي) أخبرتني بما فعلته للمساعدة في مسألة (دانيال كول) |
| Chloe elektronik laboratuvarında olanları anlattı. Çılgınca. | Open Subtitles | كلوي أخبرتني بما حدث في معمل الإلكترونيات هذا غريب جداً |
| Teyzenle konuştum ve Dinger olayını bana anlattı. | Open Subtitles | تحدثت عن خالتك و أخبرتني بما تحاول فعله مع دينغر |
| Bana sana yaptıklarını anlattı ve işleri yoluna sokmamı istedi. | Open Subtitles | أخبرتني بما فعلتهُ بكِ وطلبت منّي تصحيح الأمر |
| Bana olanları annesi anlattı. Doğru. | Open Subtitles | أمه أخبرتني بما حدث , إنها حقيقة |
| Sonra bana takas etmek zorunda olduğu şeyi sırrını anlattı. | Open Subtitles | "لذا أخبرتني بما كانت تُريد مُقايضته" "بـسِرها" |
| Eşin bana yaptıklarını anlattı. | Open Subtitles | . حسنٌ، لقد أخبرتني بما اقترفته هي |
| Bana ne bildiğini söylersen sana söz veriyorum, geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | إن أخبرتني بما تعرفيه فأعدكِ بألاّ أعود ثانيةً |
| Bana ne bildiğini söylersen sana söz veriyorum, geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | أن أخبرتني بما تعرفه أقسم لك انني لن أعود مره أخرى |
| Bilmek istediklerimi söylersen sadece bir mola, söylemezsen son istasyonun. | Open Subtitles | إذا أخبرتني بما أريد معرفته ستكون محطة في حياتك ليس إلا إذا لم تفعل فسيكون مثواك الأخير |
| Buraya neden geldiğinizi söylersen telefonu veriririm. | Open Subtitles | سأعطيك الهاتف إن أخبرتني بما تفعلوه هنا |
| Buraya neden geldiğinizi söylersen telefonu veriririm. | Open Subtitles | سأقول لك أمراً... سأعطيك الهاتف إن أخبرتني بما تفعلوه هنا |
| Bunu yapamayacağımı biliyorsun, ama belki neyin peşinde olduğunu söylersen... | Open Subtitles | تعلم أن هذا ليس بمقدوري. ولكن، ربما، إذا أخبرتني بما تنوي عليه... |
| Bak, Robbins Bana neler olduğunu anlattı ve doğru söylüyor; | Open Subtitles | اسمع, اسمع, (روبينز) أخبرتني بما يجري، وهي محقة. |
| Bana neler olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هلا أخبرتني بما يجري؟ |
| Senin sayende. Bana ne yaptığını söyledi. | Open Subtitles | بفضلك، أخبرتني بما حدث |
| Skye bana Hydra'nın sana neler yaptığını söyledi. Çok çirkin. | Open Subtitles | (سكاي) أخبرتني بما فعلته بكِ (هايدرا) ، إنه عار |