"أخبرتُكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• söylemiştim
• Söyledim
• demiştim
• söylediğim
• Dedim ya
• söyleseydim
• söylesem

Diğer taraftan, ben sana dinlenmeni söylemiştim.
ومن الناحية الأخرى لقد أخبرتُكِ أن تستريحي

Bize ihanet ettiğin o gün sana buraya bir daha gelmemeni söylemiştim.
فى ذلك اليوم عندما خُنتينا، أخبرتُكِ ألا تعودي هٌنا مرةً أخري.

Adil olmak gerekirse, geldiğinde tekrar değiştiğimizi söylemiştim.
لك أكون مُنصفة، عندما أتيتِ، أخبرتُكِ أننا تبادلنا الأجساد ثانية.

Ama size Söyledim, ben cadı değilim.
و لكني قد أخبرتُكِ أنني لستُ ساحرة على الإطلاق

Dirseklerini masanın üstüne koyma demiştim.
أخبرتُكِ أَنْ لا تَضعَي مرافقكِ على المنضدةِ

Sabah da söylediğim gibi; çığrından çıkan bir anlaşmazlık yaşadık.
كما أخبرتُكِ صباح اليوم، كان خلافاً انفلت من عقاله

Size söylemiştim onun komple uyutmalıydık.
لقد أخبرتُكِ بأنّنا كان يجبٌ بأن نعطيه شيئاً لإسكاته

Sana onun nasıl hissettiğini, ve onu dağıtmamanı söylemiştim.
أخبرتكِ الآن، هو يشعرُ كيف معه تعبثي لا أن أخبرتُكِ و

Sana orada saklanmanı söylemiştim eşyalarımı karıştırmanı değil.
أخبرتُكِ أن تختبئي هناك ليس اللعب بأغراضي.

Eninde sonunda bir yer bulacağımızı sana söylemiştim.
أجل, لقد أخبرتُكِ أننا سنجد المكان بالنهاية

Kutsal suyun işime yarayacağını söylemiştim sana.
أخبرتُكِ أنّ الماء المُقدّس سيكون مُفيداً.

Bir elektriklenme olduğunu söylemiştim, değil mi?
لقد أخبرتُكِ بأن هناك شئ بيننا , أليس كذلك ؟

Zaten söylemiştim, seninle evlenmek istiyorum.
لقد أخبرتُكِ بالفعل أنني أريد الزواج منك

Para vermemize gerek kalmayacağını söylemiştim.
أخبرتُكِ أنّهُ لم نكن مضطرّين لدفع ثمنها.

Rosie'nin üniversitelere baktığını Söyledim mi?
هل أخبرتُكِ أن روزي تبحث عن جامعة لتدرس فيها؟

Aman tanrım! Sana bunun bir pijama partisi olduğunu Söyledim. Şu giydiğine bak.
يا إلهي، لقد أخبرتُكِ أنّها حفلة ملابس نوم مالذي ترتديّنه؟

- Evet. Batı tarafına da bakalım demiştim.
أخبرتُكِ أنّ علينا التحقق من الطرف الغربي.

Evet, ben de tüm riskleri alıyorsam madem benim yolumla olacak demiştim.
أجل، حسناً، أخبرتُكِ أننا لو سنُخاطر، فإننا سنفعل ذلك بطريقتي.

Sana yaşaman için bunu söylediğim zaman dengeden bahsetmiştim.
عندما أخبرتُكِ بأن لديّكِ سببٌ لتعيشي من أجله، كنتُ أتحدث عن التوازن

Yedi aydır hiç kullanmadım Dedim ya.
أخبرتُكِ أنّني توقّفتُ عن التعاطي منذُ سبعةِ أشهر

Eğer sana söyleseydim kendini sorumlu hissedecektin ben de gerek görmedim, sonuçta o ölmüştü, yani bana öldüğü söylendi.
كنتُ أعرف، أنني إن أخبرتُكِ فستشعرنيبالمسؤولية... ولمأرىمنفعاًمنذلك... لقد كانت ميتة، أو كما قيل لي

Bu arabayı almak istediğimi söylesem ne dersin?
ماذا لو أخبرتُكِ أنّي أريد شراء هذه السيّارة؟