| Sana söylemek istediğim fikirlerden biri buydu. | Open Subtitles | هذه من بين الأمور التي وددت أن أخبرك بها |
| Hayır, bekle. Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Fakat kelimeleri bulamıyorum. | Open Subtitles | هناك أمور كثيرة أريد أن أخبرك بها ولكني لا أجد الكلمات |
| Ama sonradan fark ettim ki aslında oraya sana söylemem gereken şeyleri yazmalıydım. | Open Subtitles | لكني أدركت من بعد أني أكتب مجرد أشياء التي على الأرجح يجب ان أخبرك بها |
| Ama sana söylemem gereken kötü haberler var. | Open Subtitles | لكن هناك بعض الأخبار السيئة يجب أن أخبرك بها |
| Biliyorum. Ve sana anlattığım her hikayede yalanlar olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف بأنك تستطيعين أن تري خلال أي حكاية أخبرك بها |
| Sana anlatmadığım çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التي لم أخبرك بها. |
| Ayrıca sana anlattığı şu benimle ilgili olan hesap defteri ve havuz hikâyesi var ya? | Open Subtitles | و أيضاً ...تلك القصة التي أخبرك بها بأمري و بأمر الدفتر و البركة؟ |
| Sana söylemek istediğim şeyler var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأمور التي أريد أن أخبرك بها |
| Ölme. Henüz değil. Sana söylemek istediğim şeyler var. | Open Subtitles | لا تموت , ليس الآن هناك أشياء , أريد أن أخبرك بها |
| Her şey kesinleşene kadar Sana söylemek istememiştim. | Open Subtitles | لم أرد أن أخبرك بها حتى أتأكد منها |
| Sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | عندي أشياء أريد أن أخبرك بها |
| Kurt, Sana söylemek istediğim bir şey var ve yüz yüze konuşmak istediğim için buraya kadar geldim. | Open Subtitles | (كورت) لدي شيء لأخبرك إياه، وأتيت إلى هنا لأنه نوع من الأشياء التي أود أن أخبرك بها وجهاً لوجه. |
| - Seninle konuşmalıyım. - Tamam. sana söylemem gereken çok kötü bir haber var. | Open Subtitles | لدي أخبار سيئة جداً لكي أخبرك بها |
| sana söylemem gereken şeyler. | Open Subtitles | أشياء يجب أن أخبرك بها. |
| Tomas'tan. Galiba sana söylemem gereken bazı şeyleri söylemedim. | Open Subtitles | (من (توماس. أعتقد أن هناك بعض الأمور التي كان يجب أن أخبرك بها. |
| Eskiden sana İmparator Güvesi'yle ilgili anlattığım hikâyeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر القصة التي إعتدت أن أخبرك بها عن "فراشة الامبراطور"؟ |
| Sana anlattığım masallarda, olaylar kötü gibi göründüğünde, kahramanımız beklemeyen cesurca bir şeyler yapar kötü adamı yener, günü kurtarır ve kızı alırdı. | Open Subtitles | حسناً , في القصص التي كنت أخبرك بها عندما كانت الأمور تصبح داكنة البطل كان سيفعل شيئاً غير متوقّعاً وشجاعاً ليهزم الرجل الشرير وينقذ الموقف ويحصل على الفتاة |
| Geçmişimde sana anlatmadığım şeyler var. | Open Subtitles | فإذاً ما الذي يضايقك؟ ثمة أشياء حول ماضيّ لم أخبرك بها |
| Ama daha size anlatmadığım bir çok günah var! | Open Subtitles | هناك خطايا عديدة لم أخبرك . بها بعد |
| Ailenin sana anlattığı korku hikayeleri ne olursa olsun, Daniel biz evrimleştik. | Open Subtitles | أيّا كانت القصص المرعبة التي أخبرك بها والديّك عنا (دانيل). |