| Tek boynuzlu atla konuş ve bana inanmadığını söyle. | Open Subtitles | تحدّث لوحيدة القرن وبعدها أخبرني أنّكَ لا تصدّق |
| Ve sonra bana yapmaya hazır olduğu şeyi yapmayacağını söyle. | Open Subtitles | وبعدها أخبرني أنّكَ لن تكون مستعدًا لفعل ما أفعله. |
| - bana telefonumu izlemediğini söyle, baba. | Open Subtitles | أبي، أخبرني أنّكَ لم تتبّع هاتفي |
| Lütfen tıbbi bir işlemden bahsettiğini söyle. | Open Subtitles | فضلاً أخبرني أنّكَ تتحدّث عن عملية جراحيّة |
| Lütfen arkadaşça konuştuğunu söyle. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني أنّكَ كنت تتعاهد معه على السلام. |
| Lütfen bana bu yıl Noel Baba gibi giyinmeyeceğini söyle. | Open Subtitles | أرجوكَ أخبرني أنّكَ لن ترتدي مثل (سانتا) هذه السنة، أستلبس؟ |
| Gözlerime bak ve bana Brian Litvack'ın masum olduğunu söyle o zaman. | Open Subtitles | أنظر إليّ في عيني و أخبرني أنّكَ تظن أنّ (ليتفاك) بريء |
| -Navid Shirazi bana senin uyuşturucu satıcısı olduğunu soyledi. | Open Subtitles | -نافيد شيرازي) أخبرني أنّكَ تاجر مخدرات) |
| Dr. Waylans bana burs başvurusunda bulunduğunu söyledi. | Open Subtitles | الطّبيب (وايلنز) أخبرني أنّكَ تفكّر في .التّقدّم بطلب للحصول على الزّمالة |
| bana yapmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّكَ لم تفعل ذلك |
| bana karını öldürmediğini söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّكَ لم تقتل زوجتكَ |
| Oğlunuz Anthony asılsız yere suçlandığınızı bana söyledi, doğru mu? | Open Subtitles | ابنكَ (أنتوني) أخبرني أنّكَ بريء من التهمة الموجّهة إليكَ، هل هذا صحيح؟ |
| Esposito, başka bir rakım odası daha bulduğunu söyle. | Open Subtitles | (أسبوزيتو) ، أخبرني أنّكَ قد حددتَ مكان غرفة الإصهار |