| Ona iştahın olmadığını söyle, midenin ağrıdığını... ve ondan ağrıyı durdurmasını iste. | Open Subtitles | أخبرهُ أنَّهُ ليسَ عندكَ شهية ومعدتكَ تؤلمك وأطلب منه أن يوقف الألم |
| Sadece o tek bacaklı puştu bulmasını söyle, tamam mı? | Open Subtitles | أخبرهُ بأن عليه أن يجد ذو القدم الواحدة اللعين. إتفقنا؟ |
| O'na, bu işi bağlayıp sonlandırmak istediğimi söyle, ama sen O'nu buraya getir, gerisini biz hallederiz. Yani? | Open Subtitles | أخبرهُ بأنني اُريد ان اضع حداً لهذا الأمر اُريدك فقط أن تُحضرة الى هنا ونحن سنقوم بالباقي |
| Kendini iyi hissetmediğini veya Chloe'nin hasta olduğunu Ona söyleyebilirim. | Open Subtitles | ربما أخبرهُ أنكِ لستِ على ما يُرام أو الطفلة مريـّضة |
| Talep ettiği Müzik Kutusu'na dair bilgilerim olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرهُ أني حصلت على المعلومات التي طلبها عن صندوق الموسيقى |
| Yolculardan herhangi biri ölmeden panzehiri vermesini söyle. | Open Subtitles | أخبرهُ أن يعطي التّرياق الآن قبل أن يموتَ أيٌّ من أولئكَ الناس المساكين |
| Evet, Ona aradığı için minnettar olduğumu ve onu geri arayacağımı söyle. | Open Subtitles | نعم، أخبرهُ .. أخبرهُ بأنّي أقدّر الاتصال |
| Dedektifin müsait olmadığını bölümden birinin onunla iletişime geçeceğini söyle. | Open Subtitles | أخبرهُ بأن الضابط ليسَ مُتاحاً، و أن أحدهم من قسم الشرطة سيتصل بهِ لاحقاً |
| Onunla karşılaşırsan, elinde tuttuğun paranın nereden geldiğini ve kolundaki ve yüzündeki kesiklerin... nasıl oluştuğunu bilmediğini söyle. | Open Subtitles | أخبرهُ أنَّكَ لا تعرف من أينَ حصلتَ على كل هذا المال والجروح التي على ذراعيكَ ووجهك |
| Çektirdikleri için bana borçlu olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرهُ أنَّهُ يدين لي بسبب العذاب والمعاناة |
| Şimdi, Ona peşinde olduğumu söyle. Hepsinin peşindeyim. | Open Subtitles | الآن، أخبرهُ أنّني قادم خلفه، أنّني قادمٌ خلفهم جميعًا |
| Nişanlımı görürsen, biranın buzdolabımızda daha ucuz olduğunu söyle, tamam mı? | Open Subtitles | إستمع، إن رأيت خطيبي هناك أخبرهُ أنني تركتُ الجعة في الثلاجة، إتفقنا؟ |
| Bana bir ad vermek için söyle ve ben bu yapmayacağım. | Open Subtitles | أخبرهُ فقط أن يعطيني إسماً واحداً ولن أقوم بفعلِ ذلك |
| Seni değilim söyle tekrar yapmak. Burası bir insanı değiştirir gibi ben, dedi. | Open Subtitles | أخبرهُ بأنَّني لن أفعلَ ذلك مرةً أخرى, أنت بخير |
| Ona yatırım yaptığı toprakların kızgın Kızılderililerle dolu olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرهُ أنه يستثمرُ في أرضٍ ملئية بـالأشخاص الـبنيين الـغاضبين. |
| Genetik durumu hakkında Ona bir şey söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبرهُ شيئاً بالمرّة عن وضعهِ الوراثيّ |
| Hayır, sadece Ona "benim" söylememe ihtiyacı yok. | Open Subtitles | كلّا, إنهُ لا يحتاجُ منيّ أنا أن أخبرهُ بشأنِ ذلك. |