"أخبريهم أن" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğunu söyle
• söyle o
• Söyle onlara

Onlara kanalın şovu hala desteklediğini ve bunun geçici olduğunu söyle.
أخبريهم أن الشبكة لا تزال ترعى البرنامج, وأن هذا توقف مؤقت,

Acilen karantinaya alınması gereken zehirli biyolojik maddeler olduğunu söyle.
أخبريهم أن لدينا حلة حجر طارئة لمادة خطرة بيولوجياً.

Onlara Grace'in hiçte iyi olmayan, aksak penisli... ..birisiyle evlenmek üzere olduğunu söyle.
أخبريهم أن غرايس كانت على وشك الزواج بسافل مترهل القضيب

Onlara büyüyü kaldırmalarını söyle o zaman ben de dövüşebilirim.
أخبريهم أن يتركوا التعويذه وسأكون قادرً على القتال

Söyle onlara, fiyatı 2000 dolar düşürmezlerse başkasına satsınlar.
أخبريهم أن بإمكانهم إنقاص ألفين من السعر أو يمكنهم بيعه لشخص آخر.

Günlüklerinin küçük bir kızın hayalleri olduğunu söyle.
أخبريهم أن مذكراتك كانت خيالات فتاة صغيرة ليست سوى هراء

Arama alanını genişletmek için söyle . Para artık hiçbir nesne olduğunu söyle.
أخبريهم بتوسيع دائره البحث، أخبريهم أن المال ليس مشكلة.

Nora, lütfen onlara bir hata olduğunu söyle.
هنالك خطاٌ نورا، من فضلك أخبريهم أن هناك خطأً

"Babanın dün gece burada olduğunu söyle.
أخبريهم أن والدكِ كان هنا الليلة الماضية

Adımın Rodyon Raskolnikov olduğunu söyle.
أخبريهم أن اسمي روديون راسكولنيكوف

Elimde video kasetler olduğunu söyle.
أخبريهم أن معي بعض اللقطات المسجلة

Tekrar gelirlerse, Onlara bir sevgilin olduğunu söyle.
إذا جاؤوا ثانيةً أخبريهم أن لديك صديق

Nora, lütfen onlara bir hata olduğunu söyle.
نورا، من فضلك أخبريهم أن هناك خطأً

Onlara geçici olduğunu söyle.
أخبريهم أن الأمر مؤقت

Bagwell'in üstünü başını temizlediğini, yeni kıyafetler giydiğini ama parasının az olduğunu ve hâlâ yaralı olduğunu söyle onlara.
أخبريهم أن (باغويل) غير من هيئته، لباسه متأنق ولكن لازال بحاجة للنقود ومصاب

- Siktirip gitmelerini söyle o zaman.
أعرف - أخبريهم أن يذهبوا للإحتواء -

Pete. Söyle onlara ismimi bir şeye versinler.
بييت أخبريهم أن يطلقوا اسمي على شيئ

Söyle onlara M-VAC sistemini getirsinler. Onunla her şeyden DNA parçaları alabiliyorlar.
(أخبريهم أن يجلبوا معهم نظام (أم-فاك سيفيد في تحليل بقايا الحمض النووي

Hayir, hayir, hayir. Söyle onlara yeri baskasina vermesinler.
لا لا لا , أخبريهم أن يتركوا مكان مفتوح