| Baldız burada mısın? Bugünlerde oldukça sık geliyorsun. | Open Subtitles | أخت زوجتي هنا أيضاً تأتين كثيراً هذه الأيام |
| Pekâlâ Baldız. Yani şimdi numaranı aldım mı? | Open Subtitles | حسناً يا أخت زوجتي إذاً، هل حصلت على رقم هاتفك الآن ؟ |
| Baldız, bunu harçlığın olarak say. | Open Subtitles | أخت زوجتي ، إعتبري هذه علاوتك .. |
| Eğer Baldızım olmasaydın, kesinlikle seni isterdim. | Open Subtitles | لو لم أكن أعرف أنك أخت زوجتي لراودتني الأفكار عنك |
| Karımın kardeşi onu davet etti, orada bulunuyor. | Open Subtitles | إنه في دعوة لدى أخت زوجتي |
| Bu da-- yengem. | Open Subtitles | و هذه أخت زوجتي |
| - Baldızımın evinden bir fahişeyle yatmak üzere ayrıldım. | Open Subtitles | تركت بيت أخت زوجتي لأمارس الجنس في زقاق مع عاهرة |
| Baldız, burada mısın? | Open Subtitles | أخت زوجتي ، أنتِ هنا أيضاً |
| Baldız, iyi misin? | Open Subtitles | أخت زوجتي ، هل أنتِ بخير ؟ |
| Dilime takılıyor. Baldız Won In. | Open Subtitles | إنها فقط على طرف لساني ( يا أخت زوجتي ( وون إن |
| - Baldız. - Enişte. | Open Subtitles | أخت زوجتي - نسيبي - |
| Baldız. | Open Subtitles | أخت زوجتي. |
| Baldız./i | Open Subtitles | ! أخت زوجتي |
| Hatta Baldızım benden bir çok kez ıslık çalmayı kesmemi istedi. | TED | أخت زوجتي طلبت مني بضع مرات ، "من فضلك توقف عن الصفير". |
| Baldızım Angela'nın oğlu. | Open Subtitles | "هـذا إبن أخي هنا "فرانكي ماكــورت إبـن "آنجــيلا شــيهان" أخت زوجتي |
| Baldızım da Huntington hastası. | Open Subtitles | أخت زوجتي تعاني من مرض هنتنغتون |
| Karımın kardeşi neden duşumda yıkanıyor? | Open Subtitles | لماذا أخت زوجتي في حمامي؟ |
| Yakında yengem olacak. | Open Subtitles | ستصبح أخت زوجتي قريبا جدا |
| Bu Baldızımın peynirli kek yemesi gibi. | Open Subtitles | تبدو مثل أخت زوجتي التي تأكل فطيرة بالجبن |