| İçimden gelen ses çok para kazandığımı söylediğinde hiç de utanmıyorum. | Open Subtitles | وأنا شخصياً لا أخجل من قول أنني جنيت الكثير من المال. |
| Kiliselerimizin yarı yarıya boş olduğunu söylemekten utanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أخجل من الاعتراف بذلك كنائسنا هي نصف فارغة |
| Bana istediğini söylebilir. Bundan utanacak değilim. | Open Subtitles | يمكنها أن تدعوني ما تشاء أنا لن أخجل من ذلك |
| Ona yaptıklarımdan sonra aynaya baktığında benden utanacak hale gelecek. | Open Subtitles | سأفعل به أشيائاً ستجعلني أخجل من نفسي عندما أنظر للمرآة بعدها ، لكني سأفعلها به |
| Şimdi, Fransızlar'a, eğer provoke edilirsem, savaştan kaçınmayacağımı göstermek istiyorum. | Open Subtitles | بإعادة بنائها فورا الآن , أريد أن أري أولائك الفرنسيين بأنني لن أخجل من القتال إن تم إستفزازي |
| Kabul ediyorum. Bundan utanç da duymuyorum. | Open Subtitles | نعم، أنا أعترف بذلك أنا لا أخجل من ذلك، حسنا؟ |
| Kendimden utanmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | هو قال أنى يجب أن أخجل من نفسى |
| Son bir kaç günkü davranışlarımdan dolayı oldukça utandım, tamam mı? | Open Subtitles | لقد قررت أنا تماما أخجل من سلوكي في الأيام السابقة حسنا؟ |
| Sana söylemeye utanırım. Kendin okumalısın. | Open Subtitles | أخجل من إخباركِ بالبقية يجب عليكِ أن تقرئيها بنفسكِ |
| Ve bilginiz olsun, utanacağım bir şey yapmadım. | Open Subtitles | ولعلمكم أنا لا أخجل من أي شيء أفعله |
| - utanmıyorum. | Open Subtitles | أكيد يخجل منى أنت تخجل أنا لا أخجل من شىء |
| Haftada bir birkaç adamı besliyorduk ve bundan utanmıyorum. | Open Subtitles | نحن نُطعم هؤلاء الرجال مرة في الأسبوع ولست أخجل من ذلك |
| Sizin için heyecanlı olduğumu söylemekten utanmıyorum ve küçük prensimizle tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | حسنًا، لن أخجل من أن أقول أني أشعر بسعادة غامرة لكم ولا أطيق الإنتظار لمقابلة أميرنا الصغير |
| parayı nasıl kazandığımdan dolayı utanmıyorum. | Open Subtitles | لا أخجل من الطريقة التي أكسب فيها مالي |
| Onu seviyorum.Bundan utanmıyorum. | Open Subtitles | صحيح أننى أحببت مارياس ، لا أخجل من هذا |
| Onlardan utanmıyorum. Onları gururla taşıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أخجل من دموعي بل أفخر بها |
| Ona sonradan aynaya baktığımda kendimden utanacak şeyler yapacağım.. ...ama yine de yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل به أشيائاً ستجعلني أخجل من نفسي عندما أنظر للمرآة بعدها ، لكني سأفعلها به |
| Beni ağlattığını söylemekten utanacak değilim. | Open Subtitles | لست أخجل من أن أقول أنها جعلتني أبكي |
| Neden utanacak mışım? | Open Subtitles | أخجل من ماذا ؟ |
| Fransızlar'a, eğer provoke edilirsem savaştan kaçınmayacağımı göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أري أولائك الفرنسيين بأنني لن أخجل من القتال إن تم إستفزازي |
| Fransızlar'a, eğer provoke edilirsem savaştan kaçınmayacağımı göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أري أولائك الفرنسيين بأنني لن أخجل من القتال إن تم إستفزازي |
| İkimize de yalan söyledi ve onun ailesinden olduğum için utanç duyuyorum. | Open Subtitles | فقد كذبت علينا كلانا وأنا أخجل من أنها والدتي |
| Kendimden utanmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | هو قال أنى يجب أن أخجل من نفسى |
| Ona saygı duyduğum için onunla yemek yemeye utandım. | Open Subtitles | أنا أخجل من تناول الطعام معها لأنني أحترمها |
| Bundan utanmıyorum bile, ki her şeyden utanırım. | Open Subtitles | لا أشعر حتى بالخجل منه وأنا أخجل من... كل شىء |
| Ben düşünmeye utanacağım şeyler yaptım. | Open Subtitles | ...فعلت أشياءً ...أشياء أخجل من التفكير بها |