| Cesetten aldığımız örneklerde bir karışıklık oldu. | Open Subtitles | لقد فسدت عينات الأنسجة التى أخذناها من الجثة |
| Tutuklandığında senden aldığımız izleri tutuyorlar. | Open Subtitles | إنها تطابق البصمات التي أخذناها منك عند القبض عليك |
| Arabandan aldığımız örnek, bardan ayrıldığını söylediğin saatten 45 dakika sonra barda olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | إضافةً إلى أن العينة التي أخذناها من سيارتك تضعك في الحانة 45 دقيقة بعدما قلت بأنك تركت الحانة |
| Çünkü üremelerine fırsat vermeden onları sudan çekip aldık. | TED | لأننا أخذناها من الماء بشكل أسرع من قدرتها على التكاثر. |
| havalı kelimeleri de aldık değil mi? Japonca'dan aldık ki bunu yapmak zordur çünkü ninjalardan | TED | أخذناها من اللغة اليابانية. والتي هي نوعًا من الخدع الرائعة لأن النينجا من الصعب سرقتها |
| Annesiyle beraber onu bir sürü uzmana götürdük. | Open Subtitles | أنا وأمها أخذناها إلى العديد من الأخصائيين |
| Bir liste tutayım. Böylece geri dönüp bunları neden aldığımızı açıklayabiliriz. | Open Subtitles | سوف أعمل قائمة , يمكننا العودة لاحقا ونشرح لماذا أخذناها. |
| Mezarlığınızdan aldığımız adam da mumyalanmamış ve öldürülmüş. | Open Subtitles | الجثة التي أخذناها للمشرحة قد دفنت في مقبرتك , غير محنطة ومقتولة |
| Filin çitinden aldığımız çekicide parmak izlerini bulduk. | Open Subtitles | وجدنا بصمات على رافعة أخذناها في موقع الفيلة |
| Müzayededen aldığımız banka poliçesini nakde çevirdim. | Open Subtitles | صرّفت الكمبيالة المصرفية التي أخذناها من دار المزاد. |
| Omzundan aldığımız bu kötü çocuk da, senin silahından. | Open Subtitles | وتلك الرصاصة التي أخذناها من كتفه تطابق سلاحك |
| Araçtan aldığımız kanıtları inceliyordum. | Open Subtitles | كنت أتفقد الأدله التي أخذناها من السيارة يا رئيسي |
| Bilgisayarından aldığımız dosyalardaki şifreyi çözmeye devam etmen gerekiyor. | Open Subtitles | أريدكِ أن تستمري في المحاولة لفك الملفات التي أخذناها من حاسوبه |
| Ama cesetten aldığımız bazı örneklerde adamın DNA'sı olabilir. | Open Subtitles | هناك فرصة أن بعض العينات التي أخذناها من دمه يكون بها حمضه النووي |
| Baton Rouge'daki Lacey mağazasından aldık. | Open Subtitles | لقد أخذناها من محلات لاسى فى مدينة بتون روج |
| Hangi bebeği alacağımıza karar veremeyince hepsini aldık! | Open Subtitles | ولم نستطع أن نقرر أي دمية نأخذ أخذناها جميعها |
| Bu zavallı piç kurusundan 4 milyar dolar aldık. | Open Subtitles | أربعة مليار دولار قد أخذناها من ذلك الوغد المسكين |
| Annesinin portresini o aptal sürüsünün burnunun ucundan bir şarkıya aldık. | Open Subtitles | احتفظنا بلوحة أمه لفترة طويلة أخذناها من مجموعة من الحمقى لا بد وأنها تساوي ثروة الآن |
| Aslında bu fikri emlakçımızdan aldık. İroniye bakın ki kendisi de boşanıyor. | Open Subtitles | لقد أخذناها في الحقيقة من سمسارتنا العقارية ياللسخرية والتي ستتطلق |
| Gece onu evine götürdük. Şimdi nerede bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد أخذناها للمنزل في الليلة الماضية و لا أعلم أين هي الآن |
| Gücünü aldığımızı bilmesinin imkânı yok değil mi? | Open Subtitles | مستحيل أن تعرف اننا أخذناها ، صحيح؟ |
| Hastaneye geldiğinde alınan kanını test ettim. | Open Subtitles | فحصت عينة الدم التي أخذناها عندما أدخِلت المستشفى |
| Cesette bulduğumuz meni örneğini tutmuyor. | Open Subtitles | لا تطابق على عينة السائل المنوي التي أخذناها من الجثة |