| Beni eve götürdü. Ama önce başka bir yere götürdü. | Open Subtitles | أخذنى إلى البيت و لكنه كان قد أخذنى إلى مكان آخر أولاً |
| Kalktım. Şehir merkezine, pasaport resimleri çektikleri yere götürdü beni. | Open Subtitles | أخذنى إلى مكان يلتقطون فيه صوراً لجوازات السفر |
| Böylece beni bu hoş Fransız restoranına götürdü ve daha ordövrler bitmeden ellerime sarıldı. | Open Subtitles | لقد أخذنى إلى ذلك المطعم الساحر وفى منتصف الطريق أمسك بيدى |
| Beni kolumdan tutup doğruca cesede götürdü. | Open Subtitles | لقد استدعانى فوراً و أخذنى إلى الجثمان |
| Hapisten çıkınca bunu öğrendi. Beni ormandaki bir kulübeye götürdü. | Open Subtitles | وعندما خرج من السجن واكتشف الأمر أخذنى إلى كوخ فى الغابات {ترجمة: |
| Dışarıda Gunter Schmidt beni zorla alıp Stavros'un dairesine götürdü. | Open Subtitles | "بالخارج تغلب على "غونتر شميد "أخذنى إلى شقة "ستافرز |
| Beni otobüse götürdü. | Open Subtitles | أخذنى إلى الحافلة |