| Bu yuvarlanan hindistan cevizi kılıklı iki ayaklı bir ahtapot. | TED | هذا أخطبوط ذو قدمين يبدو وكأنه جوزة هند |
| Bu bir ahtapot. Bu, Dr. Roger Hanlon'un Deniz Bioloji Laboratuarundaki çalışması. | TED | هذا أخطبوط هذه أعمال الدكتور روجر هانلون من مختبر البيولوجيا البحرية |
| Resif boyunca hareket eden bir ahtapot var. Yerleşecek bir yer bulur, kıvrılır ve arkaplanda birden kaybolur. | TED | هناك أخطبوط يتحرك عبر المرجان يجد بقعة للإستقرار، ينكمش ثم يختفي مع الخلفية |
| Öte yandan bu gösterişli ahtapotun ısırığı öyle güçlüdür ki, diğer hayvanların yoluna çıkmaması için özel bir uyarı gösterisi bile vardır. | Open Subtitles | أخطبوط الوندربوص من الناحية الأخرى لَها عضةِ قويَّةِ وهذا عرض تحذيري خاصّ لإخْبار الآخرين للإبتِعاد عن طريقه. |
| Boyu, 4 metreyi geçebilen dev Pasifik ahtapotu. | Open Subtitles | أخطبوط عملاق يزيد عن أربعة أمتار في الطول |
| Ve bir ahtapot. | TED | و أخطبوط. أليس ذلك مذهلاً؟ الآن أخافه روجر |
| Tepesinde kızarmış ahtapot ve az kavrulmuş kiraz domatesi. | Open Subtitles | على أعلاه أخطبوط مشوي وبندورة كرزية مشوية ببطء |
| Onun da içinde yakınlardaki suşi restoranlarından birine götürülmek üzere ... taze yakalanmış ahtapot vardı. | Open Subtitles | والذي صدف أنّه يحوي أخطبوط حديث الصيد. بالقرب من مطعم للأطعمة البحرية. |
| Küçük çocukların kıçına çıkmalarına izin veren Bay ahtapot. | Open Subtitles | سيد . أخطبوط الذي يجعل الصبية يجلسون على وركهم |
| Ben ahtapot tarafından ısırılmış Bir deniz biyoloğuyum Ve şimdi ben... | Open Subtitles | أنا عالم في الحياة البحرية والذي تم عضه من قِبل أخطبوط. والآن أنا أُساعد الناس. |
| Özel tarifim, ahtapot cenini tatlısı. | Open Subtitles | انها أكلتى المفضلة عصير أخطبوط صغير |
| Dünya Savaşı'nın eşiğindeyken, ...gemi batsa, dev bir ahtapot tarafından saldırıya uğrasa da, ...yarım saatliğine kimse tarafından rahatsız edilmek istemiyorum. | Open Subtitles | أو غرق الغواصة أو مهاجمتها ...من قبل أخطبوط عملاق أفضل ألا يتم مقاطعتي خلال الثلاثين دقيقة التالية |
| İçinde bir ahtapot ve yanık kurbanı olan bir ameliyat. | Open Subtitles | هذه عملية جراحية مع ... أخطبوط و ضحية محروقة |
| ahtapot kolları ile kadınlara saldırılan Japon çizgi romanları. | Open Subtitles | كتاب ياباني مصور حيث يضاجع أخطبوط إمرأة بمجساته الأمر... |
| En'ime tepki veren o iki Nen kullanıcısından biri ahtapot, diğeri de bir çeşit yük taşıyan bir insan. | Open Subtitles | يجب أن أخبركما أن مستخدمَيّ "النين" الذين رصدتهما هما أخطبوط وآدميّ يحمل عبئًا. |
| Dünyadaki en iyi ahtapot. | Open Subtitles | إنه أفضل طبق أخطبوط في العالم. |
| Evet? İnanılmaz birşey. İşte bir ahtapot. | TED | شيء مذهل فعلاً هنا أخطبوط. |
| Çok çekici bir adam. Ağzının içine ahtapotun tamamı girebiliyor. | Open Subtitles | رجل جذاب جدًا بإمكانه وضع أخطبوط كامل في فمه |
| Şimdilerde ilişkilerin hakiki bir temele dayandırılabilmesi için fikirleri uyuşan üç insanın sosyal ve seksüel amaçlarla altı bacaklı bir sevgi ve dostluk ahtapotu oluşturmak için bir araya gelmesi gerekiyor. | Open Subtitles | الآن النموذج الجديد من العلاقات الحقيقية الوفية يقبع في قوة ثلاثة أشخاص متشابهين في التفكير اجتمعوا لتشكيل أخطبوط الحب, الجنسيّ والاجتماعي, ذو الستة أرجل |
| Arayan Dr. Connors. Dok Ock'un denizaltı laboratuvarına geri döndüm. | Open Subtitles | (لقد عدت إلى مختبر دكتور (أخطبوط تحت الماء |
| Teknenin yan tarafında Octopus yazıyor. | Open Subtitles | والقارب عليه أخطبوط أزرق مرسوم على الجانب |
| Yaşlı büyük bir ahtopot gibi olamazsam ben hiçbir şeyim. | Open Subtitles | ـ أنّي لست سوى أخطبوط كهل كبير ـ أخطبوط |
| Belki Stuart'ı akvaryumdaki tanka atıp bir ahtapotla güreştirirsek kahraman yapabliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع حمل ستيوارت على أن يصبح بطلاً بالقائه داخل ذلك الخزان في المربّى المائي وجعله يتصارع مع أخطبوط |