| Dünyada etik olarak hareket eden şirketlerin, böyle yapmayanlara göre daha iyi performans gösterdiklerini görüyoruz. | TED | نرى أنَّ الشركات التى تلتزم أخلاقياً في هذا العالم تفوق نظيراتها اللائي لا يفعلن ذلك. |
| Dahası etik olarak, şu anki bilgilerle elimizden araştırmalarımızı sürdürmekten başka bir şey gelmez. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، وفى ضوء المعلومات الأخيرة فنحن مضطرين أخلاقياً إلى الإستمرار فى أبحاث البعثة |
| Ahlaken zayıf olduğunu biliyorum, o yüzden açıklamama izin ver. | Open Subtitles | أعلم أنك تعاني أخلاقياً من هذا دعني أوضحها لك أكثر |
| Kendi ülkeniz için şiddete başvurarak yaptığınız savaş çok daha ahlak yüklü olabilir. | Open Subtitles | القتال من أجل بلدك بالعنف قد يكون أخلاقياً بعمق |
| Tetiği çeken bendim ama ahlaki açıdan sorumluluk bende değildi. | Open Subtitles | كان إصبعي الذي سحب الزناد لكن أخلاقياً أنا غير مسئول |
| Başka bir deyişle, oksitosinin insanları daha ahlaklı yapıp yapmadığını görmek için bir deney tasarlayabileceğimi düşündüm. | TED | بعبارة أخرى , خطر لي أنه يجب أن أصمم تجربة لأرى ما إن كان الأوكسيتوسين يجعل الناس أفضل أخلاقياً |
| Okul idare kurulundaki o dediğim dedik pislikler, hangi hakla Callie Roberts'in etik değerlerini yargılıyor? | Open Subtitles | هل هؤلاء الأوغاد البؤساء بإدارة التعليم لديهم الحق أن يصدروا حكماً أخلاقياً على كالي روبرتس؟ |
| Ve bu durum benim için etik bir durum olmaz değil mi? | Open Subtitles | ولن يكون الأمر أخلاقياً بالنسبة لي, أليس كذلك؟ |
| Denekleri etik açıdan sorgulanabilir, yasa dışı olduğunu söylemiyorum bile. | Open Subtitles | لقد كانت محاولاتة مشكوك فى أمرها أخلاقياً |
| İnsanlara yardım etme arzunu anlıyorum ama bunu yapmanın etik bir yolunu bulana kadar... | Open Subtitles | أنا أتفهم رغبتِك بمساعدة الناس ولاكن حتى توجد طريقة لفعل ذلك أخلاقياً |
| Tamamen etik dışı. Sen bir doktorsun, Tanrı aşkına! | Open Subtitles | عليكِ بالله طبيبة أنتِ ، أخلاقياً ليس هذا |
| Bu etik olamaz, askeri açıdan etkili değil ve açıkçası insanlık dışı. | Open Subtitles | هذا ليس أخلاقياً انه غير فعال عسكرياً وبتأكيد غير إنساني |
| "Biz Ahlaken çökmüş, terörist sever bir avuç elitistmişiz gibi." | TED | انتم تقولون عنا .. اننا عبارة .. عن نخبة معطوبة أخلاقياً نحب الارهابين |
| Sizin olayları nasıl tanımladığınız vereceğiniz tepkiyi etkiler, hem duygusal olarak hem de Ahlaken. | TED | تسميتهم بالفعل تؤثر على كيفية تفاعلنا حيالهم غريزياً أو أخلاقياً |
| Kaçırılma son derece tehlikeli ve Ahlaken... | Open Subtitles | وذلك الخطف ذو خطورة مكتسبة ومستوعب أخلاقياً |
| Adını ne koyarsak koyalım hiç bir kanun... 0 denli bir ahlak yükünü içinde barındıramaz. | Open Subtitles | لا شيء ضد حكم القانون يمكنه أن يكون أخلاقياً مهما كان الاسم الذي نمنحه |
| Okula karşı ahlak kurallarına tabisiniz. Birbirinize karşı değil. | Open Subtitles | أنتم دخلتم ميثاقاً أخلاقياً مع الجامعة وليس مع بعضكم البعض |
| Kuzgunlar ahlaki açıdan tarafsızdırlar uyarıya takılacak kadar kötü değillerdir. | Open Subtitles | والغربان محايدة أخلاقياً, فهي ليست .. فاسدة بما فيه الكفاية لتنشيط تعويذة الدفاع |
| Kendini ahlaki açıdan benden üstün görerek rahatlatıyorsun, ama değilsin. | Open Subtitles | أنت تريح نفسك بأن تتخيل أنك متفوق أخلاقياً بالنسبة لي, ولكنك لست كذلك |
| -Yani EDI... eğer ahlaklı kimseler tarafından kontrol edilirse... | Open Subtitles | ماذا؟ إن تحكم أناس أخلاقيون بـ ـ إدي ـ فربما يكون أخلاقياً |
| Uzman nişancıların çoğu çok düzenli kontrollü, temiz, sabırlı ve manevi açıdan kabul edilebilir durumlarda, öldürmeye meyillidir. | Open Subtitles | معظم القناصين المتدربين المحترفين هم منهجيون متحكم، نقي، صبور، مستعد للقتل تحت ظروف مقبولة أخلاقياً |
| Hazır çalmak demişken, ahlâki açıdan tartışmalı bir başka şey yapmaya gidiyorum! | Open Subtitles | وبذكر الدراجات الآلية سأتوجه لنشاطي التالي المريب أخلاقياً |
| Özünde çok iyi bir çocuktur. Sadece birazcık zayıf. Hem ahlâken, hem bedenen. | Open Subtitles | إنّه فتىً صالح, لكنّه ضعيف أخلاقياً و يعبث دوماً بيديه |
| Hangi insan bunu görüp de ahlaki olarak kabul edilir bulabilir? | Open Subtitles | كيف يُمكن لأحد.. أُنظُر لهذا وفكِر أن هذا مقبول أخلاقياً ؟ |