| küçük kardeşim patlamak üzere olan bir keneye benzemişti. | Open Subtitles | بدا أخي الأصغر مثل بقّة على وشك الإنفجار |
| Merhaba de herkese. Bu benim küçük kardeşim. | Open Subtitles | ألقي التحية على ضابط الشرطة هذا أخي الأصغر |
| Sadece kafamı toplamaya çalışıyorum, küçük kardeşim UGT'ye hangi konuda danışmanlık yaptı ki, yeterince yükselerek müdür yardımcısını ilk ismiyle çağırabiliyor. | Open Subtitles | احاول أن أستوعب حقيقة ذلك أن أخي الأصغر أستشير في قضية أمن وطني مما يخولك لمناداة |
| Ve birgün, Küçük kardeşimi çok kötü dövüyordu, onu durdurabilmek için bezbol sopasını alıp arabasına zarar verdim. | Open Subtitles | وفي يوم ما, كان يضرب أخي الأصغر بشدة لدرجة أنني اضطررت لأخذ مضرب البيسبول لسيارته لأجعله يتوقف |
| Yasını tuttuğun küçük kardeşimle aldığın mesafeyi gördüm. | Open Subtitles | رأيت عملك الذي عملتَ في أخي الأصغر المرحوم |
| Küçük kardeşimin Sibirya'dan başka gidecek yeri kalmayacak. | Open Subtitles | سيصبح أخي الأصغر لا مكان "أمامه للذهاب سوى "سيبيريا |
| Gregorio Cortez benim en küçük kardeşimdir. | Open Subtitles | جريجوريو كورتيز هو أخي الأصغر |
| küçük kardeşim Kokuşmuş, başına gelen tüm bu şeylere rağmen, Kuduz Köpek'in yolunu izlemeye devam etti, profesyonel güreşçi oldu ve steroid kullandı. | Open Subtitles | أخي الأصغر سميلي كان دائما يحاول المجاراة و بالرغم من كل ما حصل لمادوغ فقد سار على خطاه |
| Bunlar benim küçük kardeşim ve ikiz yeğenlerim değil mi? | Open Subtitles | إنه أخي الأصغر ، وأبن أخي التؤأم وأبنة أختي |
| Sanırım küçük kardeşim biraz fazla eğleniyor. | Open Subtitles | المعذرة, أعتقد أن أخي الأصغر يحظى بوقت ممتع زيادة عن اللازم |
| küçük kardeşim isteyerek yemek yemeyeli üç yılı olmuştu. | Open Subtitles | أخي الأصغر لم يأكل طوعاً منذ ثلاث سنوات |
| küçük kardeşim Paul ve ben elbette, denizdeki en iyi balıkçıların alabalık avcıları olduğuna inanıyorduk. | Open Subtitles | وافترضنا ذلك كما فعل أخي الأصغر بول وكذلك انا. وأنجميعالصيادينمنالدرجةالأولىالموجودين على بحيره طبريا كانوا من صيادين السمك الطائر |
| Bu ağabeyim ve bu da küçük kardeşim. | Open Subtitles | هذا أخي الأكبر وهذا أخي الأصغر |
| Yani, küçük kardeşim bile beni 59 kilo geçiyor. | Open Subtitles | لقد هزمني أخي الأصغر بفارق 59 كجم |
| Benim küçük kardeşim Tihattar Singh yıllar önce karnavala gitti. | Open Subtitles | أخي الأصغر (تيهاتار سينغ). الذي اختفى اثناء المهرجان منذ سنوات.. |
| küçük kardeşim yeni hükümet için çalışıyor. | Open Subtitles | أخي الأصغر يعمل لصالح الإدارة الجديدة. |
| En küçük kardeşim geçen yıl benzin zehirlenmesinden öldü. | Open Subtitles | وقال انه كان احتيال. توفي أخي الأصغر من البنزين تسمم العام الماضي . |
| Küçük kardeşimi ziyaretimde ölmek için gelmedim buraya. | Open Subtitles | لم آتي لزيارة أخي الأصغر كي أُقتَّل |
| Küçük kardeşimi yakın zamanda kaybettim. | Open Subtitles | فقدت أخي الأصغر ليس من فترة طويلة |
| Küçük kardeşimi evlenirken görmek için geldim. | Open Subtitles | عدت من اجل زواج أخي الأصغر |
| Yasını tuttuğun küçük kardeşimle aldığın mesafeyi gördüm. | Open Subtitles | رأيت عملك الذي عملتَ في أخي الأصغر المرحوم |
| Küçük kardeşimin tahmin edilemeyecek hiçbir yanı yok. | Open Subtitles | أخي الأصغر حركاته دائماً متوقعة |
| Ve o benim küçük kardeşimdir. | Open Subtitles | ؟ ..وكذلك , هو أخي الأصغر .. |