| Onu içeri sokan da güvenliğin "eli" değil miydi zaten? | Open Subtitles | أليس سلاح الأمن هو ما أدخله في المقام الأوّل ؟ |
| Sen içeri at, sorgucular hazır olduğunda gelir onu alırlar. | Open Subtitles | أدخله إلى هناك والجماعة سيأتون للتحقيق معه حالما يستعدون لذلك |
| Sen içeri at, sorgucular hazır olduğunda gelir onu alırlar. | Open Subtitles | أدخله إلى هناك والجماعة سيأتون للتحقيق معه حالما يستعدون لذلك |
| Bunu sok, çevirdikten sonra salla biraz, bu şekilde binadaki tüm kilitleri açacaktır. | Open Subtitles | أدخله فقط، أدره أعطه بعض الهزات... وسيفتح أي قفل في المبنى |
| - Planın son aşaması. Hadi adamım, gitmemiz gerek. bindirin arabaya. | Open Subtitles | . الجزء الأخير من الخطة هيا بنا يا صديقى . علينا الرحيل . أدخله |
| Hep acildir. İçeri al. | Open Subtitles | دائما عاجل , أدخله |
| İçeri getirin Yüzbaşı Butler, siz de yürüyebiliyorsanız tabi. Size bir hikaye anlatayım... | Open Subtitles | أدخله يا كابتن بتلر إن كنتُ أنتَ نفسك تستطيع السير |
| İçeri gönder. | Open Subtitles | أدخله |
| İçeri girmek istediğimde, bir şey engelliyor beni. | Open Subtitles | وكل مرة أحاول أن أدخله,شىءً .ما يمنعنى من دخوله |
| Buradan milyon kez geçtim, hiç içeri girmedim. | Open Subtitles | لقد مررت على هذا المكان كثيراً، ولم أدخله ولو مرّة |
| Evet, eşek ölüsü gibi. İçeri mi yoksa başka bir yere mi? | Open Subtitles | نعم، إنه ثقيل جداً، أتريدني أن أدخله إلى المنزل أم تريدني أن أضعه في مكان آخر؟ |
| Dışişleri Bakanı geldi efendim. Onu içeri alayım mı? | Open Subtitles | وصل وزير الخارجية يا سيدي، هل أدخله إلى هنا؟ |
| Ya da kendi yılanımızı gönderip içeri sızmasını sağlarız? | Open Subtitles | أو ترسل ثعباننا الخاصّ و أدخله يحبو ؟ |
| Onlar günahkardır! - gir içeri. | Open Subtitles | انهم مذنبون هيا، أدخله إلى هناك |
| Yalan makinası testine sok onu bakalım. | Open Subtitles | أدخله الى جهاز كشف الكذب على أية حال |
| Minibüse bindirin yeter. Gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | أدخله للعربة فقط . يجب علينا الرحيل الآن |
| O'Malley, onu içeri al ve kurtar. | Open Subtitles | أستمر بمعالجته (أومالي) أدخله إلى الداخل وعالجه |
| Onu bana gizli şekilde getirin. | Open Subtitles | أدخله لي دون إعلان وصوله وبشكل سري |
| Evet, içeri gönder. | Open Subtitles | نعم، أدخله |
| İçine koyduğum her şeyi tüketir. | Open Subtitles | إنه يستهلك كل شيء يهوي تحته، كل شيء أدخله به |