"أدركت أنني لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • anladım
        
    • fark ettim
        
    Ama beni vurmadıklarını görünce bankalar hakkında fazla bilgileri olmadığını anladım. Open Subtitles لكنهم عندما لم يقتلوني أدركت أنني لا أعرف كثيراً عن المصارف
    Ama anladım ki, bunu görmek için benim havai fişeklere, dartlara ya da arı sokmasına ihtiyacım yok. Open Subtitles لكنني أدركت أنني لا أحتاج الى صواريخ القوارير أو السهام انه الشعور الذي ينتابني
    Bunu fark ettiğimde, anladım ki, onunla da evlenmek istemiyorum. Open Subtitles ..لكن حين أدركت هذا، أدركت أنني لا أريد الزواج بها أيضاً
    14 yaşlarındayken regl olmaya başladığımda KGS yüzünden normal regller geçirmediğimi fark ettim. TED عندما بدأت معي الدورة الشهرية بعمر الرابعة عشرة، أدركت أنني لا أتمتع بدورة طبيعية بسبب الختان
    Ama buraya ait olmadığımı fark ettim ve geldiğim yere geri dönmek zorundayım. Open Subtitles لكنني أدركت أنني لا أنتمي إلي هنا, و أنني يجب أن أعود من حيث أتيت.
    Fakat biliyor musunuz doktor, fark ettim ki Gatsby hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Ta ki... Open Subtitles وكلما إقتربت منه أدركت أنني لا أعرف عنه شئ مطلقا
    O kadar süre, seni bir daha görürsem ne söylerim diye düşündüm, ama şimdi anladım ki konuşmak istemiyorum. Open Subtitles أنا فكـــرت كثيراً فيمــا سأقولــه لك لو رأيتك ثانيــــة والان أدركت أنني لا أريد الكلام
    Ama bu akşam anladım ki, olamayız. Open Subtitles ولكن هذه الليلة أدركت أنني لا أستطيع ذلك
    Her istediğini vermeye devam edemeyeceğimi anladım. Open Subtitles ثم أدركت أنني لا يمكن أن أعطيه كل شيء يريده
    Dün gece düşüncelerime güvenemeyeceğimi anladım. Open Subtitles الليلة الماضية أدركت أنني لا يمكنني الوثوق بأفكاري.
    Dün gece düşüncelerime güvenemeyeceğimi anladım. Open Subtitles الليلة الماضية أدركت أنني لا يمكنني الوثوق بأفكاري.
    Başka kızlarla çıkmak istemediğimi anladım. Open Subtitles أدركت أنني لا أريد مواعدة فتيات أخريات
    ama bunu daha fazla yapamayacağımı anladım... Open Subtitles لكنني أدركت أنني لا أستطيع عمل هذا بعد الآن، لذا...
    O zaman fark ettim ki, duygusal yetersizliğini desteklemeye devam edemem. - Anlıyorum. Open Subtitles أدركت أنني لا أسطيع الاستمرار في دعم مشاعرك التي تعوقك
    Son birkaç günde olan her şeyden sonra daha fazla kin tutamayacağımı fark ettim. Open Subtitles مع كل شيئ حصل في الأيام القليلة التي مرت أدركت أنني لا أستطيع أن أتحمل على الغضب بعد الآن.
    Bugün bir kaç kez, onunla sadece arkadaş olamayacağımızı fark ettim. Ben bir bağımlıyım. Open Subtitles عدة مرات اليوم، أدركت أنني لا يمكن أن يكون مجرد أصدقاء معها.
    Sonra fark ettim ki geçmişi değiştiremem. Open Subtitles ثم أخيراً، أدركت أنني لا استطيع تغيير الماضي
    Seninle tanışmak güzeldi. Telefonumu almadığımı fark ettim. Open Subtitles سعدت للقائك. اسمع، أدركت أنني لا أملك هاتفي.
    Şelaleri düşünmediğimi fark ettim. Sadece bir şelale düşünüyorum. Open Subtitles أدركت أنني لا أفكر في الشلالات بل في شلال واحد
    Sattığım şeyin sadece bilgi olmadığını fark ettim. Open Subtitles لقد أدركت أنني لا أبيع فقط معلومات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more