"أدع هذا" - Translation from Arabic to Turkish

• izin vermeyeceğim
• müsaade
• izin veremezdim

Bunun, hayatım boyunca beceriksiz bir hiç olmama katkıda bulunucak başka bir durum olmasına izin vermeyeceğim.
.. لن أدع هذا يكون موقفا آخر يساهم في أن أصبح شيئا تافها صغيرا لبقية حياتي ، أتفهمون؟

Haklısın, anne. Bunun canımı sıkmasına izin vermeyeceğim.
أنتي محقة يا أمي لا يجب أن أدع هذا الأمر يزعجني

Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
ثم لن نترك الفرصة للقيام بهذا أنا لن أدع هذا يحدث

Kendi çatım altında böyle bir şey yaşanmasına müsaade edemem.
لا أستطيع أن أدع هذا الشيء يحدث تحت سقف بيتي

Onun ekipmanımı koklamasına bile müsaade etmeyeceğim.
لن أدع هذا الرجل يعرف أي شيء عن ادواتي بعد الآن

Tekrar olmasına izin veremezdim.
لم يمكنني أن أدع هذا يحدث مجددًا.

Bunun olmasına izin veremezdim, Milo da aynı şekilde düşünüyordu.
لا يمكنني أن أدع هذا يحدث وحتى (مايلو) لم يرد

Daha önce öyle davrandım ama tekrar olmasına izin vermeyeceğim.
منحت نفسي مسبقاً و لن أدع هذا يحدث مجدداً

Bunun gerçekleşmesine izin vermeyeceğim.
سيأتي ويخطفها والرجل الآخر سيطلق النار على الحارس لن أدع هذا يحدث.

Sen MTV'dekiler gibi bir kıyı evinde yaşarken buranın acıların evi olmasına izin vermeyeceğim.
.. لن أدع هذا يكون منزل الآلام .بينما أنت تعيش برفاهية ..

Bu büyük bir aksilik ama bu yasanın sessizce ölmesine izin vermeyeceğim.
إنها نكسة كُبرى، لكنني لا أنوي أن أدع هذا الأمر يموت موتى هادئة.

Senin yüzünden davaları hâlâ sonlanmadı. Bunu başka bir aileye daha yapmana izin vermeyeceğim.
لم يتخطوا الأمر بعد بسببك ولن أدع هذا يحدث لعائلة أخرى

- Bu adamın dünyaya geri dönmesine izin vermeyeceğim.
أنا لن أدع هذا الرجل يرجع للعالم لو كان لدي يد في الأمر

Değer verdiğim insanları mahvetmeyi planlıyor ama ben buna izin vermeyeceğim.
انه يخطط لأحراق كل ما أهتم بهم وأنا لن أدع هذا يحدث

Babamın hayalinin ne olduğunu artık bilmiyorum ama onun isteklerinin yolumu kapatmasına izin vermeyeceğim.
لا أعلم ما كان حلم والدي بالضبط , ولكني أعلم بأن لا أدع هذا يقف عائقاً في طريقي

Böyle hatırlanmama izin vermeyeceğim.
لن أدع هذا الأمر يكون الشيء الذي يتذكرني الناس به

Dolayısıyla buna müsaade edemem. Lütfen bizi bırak gidelim.
لا أستطيع أن أدع هذا يحدث لذا رجاء دعنا نذهب ؟

Buraya onu öldürmeye geldiysen şimdiden söylemiş olayım buna müsaade etmem.
لو أنك أتيت هنا لقتله سوف أقول هذا لك الآن لن أدع هذا يحدث

Sana bunun olmasına izin veremezdim.
لم أستطع أن أدع هذا يحدث لك

Bunun olmasına izin veremezdim.
وانا لم أستطع أن أدع هذا يحدث