| Sanırım bu konuda yardım için Adalind'i de getirmek istemezsin. | Open Subtitles | و أُخمن أنك لا تريد إشراك أدليند لمساعدتك في الامر | 
| Şey, Adalind bebeğini doğurunca ne olacak diye düşünüyordum da... | Open Subtitles | كما ترين، كنت أُفكّر حول ما سيحدث بعد ولادة أدليند | 
| Adalind'in büyü yapmak için kullandığı bir kitap vardı. | Open Subtitles | كان هناك كتاب استخدمته أدليند لإلقاء السحر | 
| Adalind'in Nick'le sana yaptıklarını yapmak için kullandığı kitap. | Open Subtitles | إنه الكتاب الذي استخدمت أدليند ضدك و ضد نيك | 
| Adalind'in yaptıklarını geri çevirmek için ne yapmamız gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم مالذي توجب علينا خوضه لإلغاء ماقامت به أدليند ؟ | 
| Kelly Burkhardt yahut Adalind'in çocuğunu bulabildin mi? | Open Subtitles | هل عثرت على كيلي بيركهارت أو طفلة أدليند ؟ | 
| Adalind ve çocuklayken yardım için oğluna gitmişti. Nasıl iletişim kurduklarını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | كما فعلت مع أمر أدليند و الطفلة - أريد معرفة كيف يتواصلون - | 
| Juliette, bizim Adalind'in çocuğunu almamızın bedelini ödüyor. | Open Subtitles | جولييت تدفع الثمن بسبب أخدنا لطفلة أدليند | 
| Ama şahsen ben, Adalind'in tekrar hamile olduğunu bilmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | لكن يقينا أعلم أنك ستهتمين بمعرفة حمل أدليند مرّة أخرى | 
| Adalind Juliette'e nasıl yardım edeceğini biliyorsa biz de ona yardım etmeliyiz. | Open Subtitles | لو أن أدليند تعلم كيف تساعد جولييت إذن يجب علينا مساعدتها في ذلك | 
| Yüzbaşı, Adalind'in neden geldiğini anlattı. Sen iyi misin? | Open Subtitles | ،فالنقيب أخبرني سبب وجود أدليند هل جميعكم بخير ؟ | 
| Juliette, Adalind'in hamile olduğunu bilmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | جولييت، تيقّنت أنك ستودّين معرفة أنَّ أدليند حامل | 
| Adalind'in kurabiyelerinden birini yiyip halımın yarısını öğütmemden sonra çok da istekli sayılmam ama ne lazımsa hallederim. | Open Subtitles | بعد أكلي لإحدى حلويات أدليند و إلتهاماي لنصف سجادتي لست متحمسا لاستضافتها لكن أنا مع أي شيء تحتاجونه | 
| Eğer karışımınızı Bayan Adalind üzerinde denediyseniz ve işe yaramaz hâle geldiyse sanırım bana çok büyük bir iyilik yaptınız. | Open Subtitles | إذن، لو حقا قمتم بتجربة طبختكم الصغيرة على الآنسة أدليند و الآن هي ضعيفة عندها فأفترض أنكم قمتم بخدمة كبيرة لي | 
| Nick ve Adalind'in bebeklerini yaptıkları yer de burası öyleyse. | Open Subtitles | و سيكون هنا حيث أسّس نيك و أدليند لمولود | 
| - Tamamdır. Adalind'i bir memurla Bud'a yollat. Sen burada kal. | Open Subtitles | و كلّف شرطي بأخد أدليند لمنزل بود، و ابقى هنا | 
| Birinin her ihtimale karşı burada Adalind ve Bud'la kalması lazım. | Open Subtitles | حسنا سيبقى أحدهم برفقة أدليند و بود فقط للاحتياط | 
| Sence Adalind'le Nick beraber eve çıkıp... | Open Subtitles | تعتقدين أنّ أدليند و نيك في طريقهم مثلا، لإنتقال للعيش معا | 
| Adalind'in güçlerini elinden aldığın gibi. | Open Subtitles | مثل ماقمت مع أدليند عندما أزلت قواها | 
| O yüzden seni Adalind'le aldattığı için onu suçlayamazsın. | Open Subtitles | لذلك لا يمكنكِ لومه لخيانته مع أدليند |