| Ve bu ev sizin sadakanız olmadan da idare edilebilir. | Open Subtitles | وأستطيع أن أقول لك بأنني ممكن أن أدير المنزل بدون إحسانك |
| Öfke kontrolü terapistiyim ve cinsellik üzerine bir çalışma yürütüyorum. | Open Subtitles | أنا مختص لمعالجة مشاكل الغضب وأيضًا أدير فصل تعليم للجنس. |
| Şimdi, Kamboçyalı sosyal görevli, hemşire ve öğretmenlerden oluşan harika bir takımın öncülüğünü yapıyorum. | TED | وحاليا أدير فريقًا مدهشًا من الأخصائيين الاجتماعيين الكومبوديين، ممرضات ومعلمين. |
| Sizi uyarıyorum bayım. Sıkı bir araba istiyorum, çünkü sıkı bir gemiyi çalıştırıyorum. - Oh, evet, ha? | Open Subtitles | أريد سيارة مُحكمة، لأني أدير سفينة محكمة. |
| Şehir dışında bir hayaletli ev yönetiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أدير أحد المنازل المسكونة بالأشباح |
| Resmi değil ama altı yıl hayran sitesi yönettim. Bir internet kafede başlattım. | Open Subtitles | لكني أدير الموقع لما يقرب عَن 6 أعوام بدأت مِن خلال مقهى للإنترنت. |
| Dünya çapında yayın yapan bir gazeteyi, sınırlı sayıdaki bir kadroyla yönetmemi nasıl bekliyorsun hiç anlamıyorum. - Beklemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف تتوقع مني أن أدير صحيفة عالمية مع عدد محدود من الموظفين |
| Aşağıda başına gelenler için üzgünüm ama idare etmem gereken bir gemi var. | Open Subtitles | وأنا أسف لما حدث لك بالأسفل هُناك لكننى يجب أن أدير سفينة |
| Ertesi gün kendimi Midtown Tüneli'nde trafiği idare ederken buldum. | Open Subtitles | ذهبت وأعتقلته وعملت القضية وفي اليوم الثاني كنت أدير عملية نفق تهريب في وسط المدينة |
| Daha kendi hayatımı bile idare edemezken sizlere nasıl bakacağımı hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما جعلتني أفكر , بأني سأصلح منكم يا رفاق في حين أني بالكاد أدير حياتي الخاصة |
| Burada bir iş yürütüyorum. | Open Subtitles | أنا أدير عملا هنا وأقوم بتشغيل هؤلاء الرجال |
| Bu akşam güvenliği ben yürütüyorum. | Open Subtitles | انا أدير الامن الليلة , لدى اشياء كثيرة ببالى |
| Kendimle e-posta sohbeti yapıyorum, Felemenkçe. | Open Subtitles | أدير محادثة بريد إلكتروني مع نفسي. باللغة الهولندية. |
| Bu takımı çalıştırıyorum. Her seferinde playoff'lara kaldık. | Open Subtitles | أنا أُدير هذا الفريق, و سوف أدير هذه المباريات اللعينه |
| Dünyanın en büyük özel veri tabanlarından birini yönetiyordum. | Open Subtitles | كنتُ أدير واحدة من أهم وكالات الخاصة للبيانات في العالم |
| Sen 8 aydır yokken ben şehri gâyet de iyi yönettim. | Open Subtitles | منذ غادرتَ من 8 أشهر وأنا أدير هذه المدينة بخير حال |
| Evet, şu büyük Avrupalı gıda şirketi markasını Amerika'ya taşıyor ve benim yönetmemi istiyor. | Open Subtitles | نعم,شركة طعام أوروبية كبيرة ستنقل ماركتها الى الولايات المتحدة و يريدونني أن أدير الفرع |
| Hiç kimseye arkamı dönmem ! Bana sorarsanız hepiniz hastalık kaptınız ! | Open Subtitles | أنا لن أدير ظهري لأي شخص و بما أني أنا المعني .. |
| Sen gittiğinden beri çok şey değişti. Artık işlerin başında ben varım. | Open Subtitles | الأشياء تغيرت هنا منذ رحيلك يا د أنا أدير المرآب الآن |
| Yıllar önce Cinayet Masası'nda bulunduğunu biliyorum fakat bu departmanı nasıl yönettiğimi anlatayım çünkü bu departman benim dediğim gibi işler. | Open Subtitles | أعلم بأنّك عملتَ في شعبة الجنايات منذ سنوات لكن دعني أخبرك كيف أدير هذه الوحدة لأنّها الطريقة المعتمدة |
| Sana davanı nasıl yöneteceğini söyleyemem, ama benimkini nasıl yöneteceğimi söylerim. | Open Subtitles | -انظر لا يمكنني إخبارك كيف تدير قضيتك بل أدير قضيتي فقط |
| Ve o adamı vurduğumda, o anda farkettiğim şey... ..inancımın ne kadar güçlü olduğu... ..ve Tanrı'ya neden sırtımı döndüğüm. | Open Subtitles | عندما أطلقت الرصاص على هذا الرجل ... عرفت ذلك توا ... كم أنا مؤمن بقضيتي بعمق بأنني يمكن أن أدير ظهري ...إلى الرب نفسه |
| Bak, bu ülkeyi döndürüp büyük bir savaşı engellemeye çalışıyorum! | Open Subtitles | أنا أحاول أن أدير هذه البلاد و أمنع حرباً كبيرة |
| Ben burada imarethane işletmiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع, انا لا أدير مؤسسة للأعمال الخيرية.حسناً؟ |
| O tarih oldu! - Artık ben yönetiyorum! | Open Subtitles | أنا لست مهتماّّ بقصص قديمة وانا أدير الأمور الآن |