| Bizim soylularımızın kuzeydeki topraklarının bir kısmını al, onların soylularına buradan, İngiltere'den toprak ver, ve onları bize karşı koyamayacak kadar açgözlü yap. | Open Subtitles | إمنح نبلائنا أراضى فى الشمال. و أعطى نبلائهم أملاك هنا فى إنجلترا. |
| toprak elde etme hırsına kapılan Yunanlılar, | Open Subtitles | اليونانيون مدفوعون بواسطة جوعهم لأمتلاك أراضى جديدة بدئوا بالأستعمار |
| İnsanlar soruyor. Köylülerin toprağı ne zaman iade edilecek? | Open Subtitles | متى ستعود أراضى المزارعين لهم إن الناس يتسائلون |
| Korkunç hava şartları, zorlu arazi, kararlı Alman direnişi. | Open Subtitles | طقس متردى أراضى وعره مقاومه ألمانيه شرسه |
| Kızıl Ordu'nun kendi toprakları üzerinde değil düşman topraklarında savaşacağı ve ilk kurşunu orada atacağı söylenmişti. | Open Subtitles | لقد أخبرنا دائماً أن الجيش الروسى لـن يـحـارب أبـداً عـلـى أراضـيـه و أن الطلقة الأولى ستنطلق داخل أراضى العدو |
| Bu katil şimdi uzak bir ülkeye mi kaçtı? | Open Subtitles | أهذا القاتل قد فر الآن إلى أراضى بعيده ؟ |
| ve eve dönmek için Roma topraklarını geçmek zorundalar. | Open Subtitles | ولكى يذهبوا لديارهم، عليهم عبور أراضى الإمبراطورية الرومانية |
| Seni desteklersem toprak Fransa'nın olacak mı? | Open Subtitles | كل أراضى "أنجلترا" فى "فرنسا" إن ساندتك ؟ |
| Ta ki bir toprak yağmacısı gelip bayat yulaf lapası gibi bizi dışarı atana kadar. | Open Subtitles | حتى بعض قطاع الطرق سالب أراضى انتقلوا اليه... وطردونا بالخارج مثل شوفان أمس المجروش. |
| Hayal edebileceğinden fazla toprak var. | Open Subtitles | مواشى أراضى واسعه أكثر مما تتخيل |
| Ama ben toprak istemiyorum. | Open Subtitles | لكنّى لا أُريد أراضى |
| Bu toprağı bize Roma'da Papa kendisi verdi. | Open Subtitles | وكلّ ما لدينا هنا من أراضى أعطى لنا من قبل بابا روما |
| Burası Meksika toprağı. Ne yapabiliriz ki? | Open Subtitles | هذه أراضى مكسيكية ماذا يمكننا أن نفعل ؟ |
| Burasi Filistin toprağı... | Open Subtitles | ... هذه أراضى فلسطينية |
| arazi. Bu kız, orada bedava arazi dağıtıldığını düşünüyor. | Open Subtitles | هذه السيده تتدعى بأنهم يعطون أراضى مجانا |
| Bedavaya arazi elde edeceklerini sanıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يعتقدوا أنهم سيحصلوا على أراضى مجانية |
| Söylediklerine saygı duyuyorum, ama unutma bu adamların toprakları ve kaleleri var. | Open Subtitles | أنا أحترم ما قلته. لكن تذكر ذلك أن هؤلاء الرجال لديهم أراضى و قلاع. |
| Duyduğuma göre ölenlerden çoğunun toprakları onun olmuş. | Open Subtitles | سمعت أن الكثير من أراضى الموتى ذهب إليه. |
| Bu katil şimdi uzak bir ülkeye mi kaçtı? | Open Subtitles | أهذا القاتل قد فر الآن إلى أراضى بعيده ؟ |
| Onu yendiğimde, Mısır'ın bütün topraklarını, istediğin gibi yönetmen için, sana vereceğim. | Open Subtitles | حين أطيح به ، سوف أمنحك كل أراضى " مصر " التى تقع على حدودك |
| Amerikan topraklarında muhtemel bir biyolojik saldırı olabileceği hususunda bilgilerimiz var. | Open Subtitles | لدينا معلومات تتعلق بهجوم بيولوجى محتمل على أراضى أمريكية |
| Adı Roland. Kendisini topoğraf olarak tuttum bu duruma son noktayı koysun diye. | Open Subtitles | هذا (رولاند) مساح أراضى أنا عينته لحل الخلاف |