| Ben de Sizi tanımıyorum. İzin verin de evinize kadar size eşlik edeyim. | Open Subtitles | . أنا لا أعرفكِ ايضاً . هل تسمحين لي أن أرافقك |
| Bana verilen emir, sınıra kadar size eşlik etmek... ve öteki tarafa geçtiğinizden emin olmak. | Open Subtitles | الأوامر كانت أن أرافقك إلى الحدود وأراك سليم عبر الحدود |
| Dur bir dakika. Düzelteyim. Tekrar kavuşma toplantısına yavuklun olarak gelmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | إنتظر حتي أستوضح الصورة أتريدني أن أرافقك إلي الحفل؟ |
| Eğer seninle gelmemi istersen yemeği iptal edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أترك العشاء إذا أردتَ أن أرافقك |
| Seninle geleyim Pontius. Acil bir kriz olursa yardımcı olabilirim! | Open Subtitles | دعني أرافقك بنطيوس يمكنني مساعدتك في الأزمات |
| Çekil önümden. Seninle hiçbir yere gelmiyorum. | Open Subtitles | -تراجع، لن أرافقك لأيّ مكان أبدًا |
| - Seni geçireyim. - Zahmet etmeyin, yolu biliyorum. | Open Subtitles | سوف أرافقك إلى الباب - لا تزعج نفسك يا سيدى - إننى أعرف الطريق |
| Seninle gelmek istiyorum. | Open Subtitles | -أريد أن أرافقك |
| Moskova'da yaşasaydın bile seve seve sana eşlik ederdim. | Open Subtitles | أتمنى لو كنتِ تسكنين في موسكو حتى أرافقك لوقت أطول |
| Üzgün görünüyorsunuz, leydim. Gezintinizde size eşlik edeyim. | Open Subtitles | تبدين حزينة يا سيدتي دعيني أرافقك في التنزه يا سيدتي |
| Sonsuza kadar sönmeyecek bir ateşle yanıyorum. Cehennemde sana eşlik edeceğim. | Open Subtitles | حتى أرافقك في الجحيم لا لشيء إلا لأعذبك بلساني المرير |
| Ama Çin'deki tüm çaylar için bile sana eşlik etmeyeceğim. | Open Subtitles | و لكني لن أرافقك ولا حتى مقابل كل الشاي في الصين |
| İstersen cumartesi günü sana eşlik edebilirim. | Open Subtitles | حسناً، إن كنت تحبي، يمكنني أن أرافقك يوم السبت |
| Seninle gelmemi istemiyorsan, Brian, söyle gitsin. | Open Subtitles | إن كنت لا تريدني أن أرافقك فقط قل لي هذا يا براين |
| Seninle gelmemi ister misin? Biraz destek olurum? | Open Subtitles | أتودّينني أن أرافقك لأمدّك بقليل من الدعم المعنويّ؟ |
| - Sizinle geleyim mi? | Open Subtitles | فقط أحتاج 5 دقائق هواءاً نقياً _ هل تريدني أن أرافقك ؟ |
| - Onunla görüşmem lazım. - Ben de geleyim. | Open Subtitles | عليّ أن أذهب لمقابلته - دعني أرافقك إذن - |
| Yok, ben gelmiyorum. | Open Subtitles | كلّا، لن أرافقك. |
| İyi geceler Başkan Kelly. - İyi geceler Bayan Denbow. - Sizi bırakayım mı? | Open Subtitles | تصبحون على خير ، تصبح على خير أيها العمدة كيلى هل أرافقك إلى المنزل ؟ |
| - Seninle ofise gelmeme müsaade et. | Open Subtitles | دعيني أرافقك إلى المكتب في الاعلى |
| Hastaneye seninle birlikte gelebilir miyim? | Open Subtitles | هل ترغبين فى أن أرافقك عندما تذهبين إلى المستشفى ؟ |
| "Ben de gelemez miyim?" | Open Subtitles | هل أرافقك ؟ |