| bahse girerim, daha önce bir erkekle otel yatağında oturmamışsındır? | Open Subtitles | أراهنك أنك لم تجلسى أبداً على فراش فندق مع رجل |
| Deneyin bütün masraflarını ödemeye varım, bahse girerim ki başaramayacaksın. | Open Subtitles | أراهنك أن أدفع كل تكاليف التجربة لو نجحت في ذلك |
| Haberlerde yaya olduğu söylendi. Eminim araba hala park yerindedir. | Open Subtitles | قالت الأخبار بأنه كان على قدميه أراهنك بأنّه ركنها هناك |
| Üzerinizdeki bu elbiseyle on adamdan dokuzu bu işten sıyrılmanıza izin verecektir Eminim. | Open Subtitles | أتعملين, أراهنك بملابسكِ هذهِ تسعة من أصل عشرة سيدعوكِ .تفرين بأي شيء تُريدين |
| 500 dolara bahse varım ki kokpitte ölü bir çocuk bulacaklar. | Open Subtitles | أراهنك بـ 500 دولار أنهم سيجدون طفلاً ميتاً خلف عجلة القيادة |
| 50 dolarına iddiaya girerim bugün bizle bu yüzden buluşmak istedi. | Open Subtitles | أراهنك بـ50 دولار أنّ هذا هو سبب رغبته في لقائنا اليوم |
| Bir dolarına bahse girerim ki 30 saniyede pes edecek. | Open Subtitles | أراهنك بدولار واحد أنه سوف يستسلم في خلال 30 ثانية |
| On dolarına bahse girerim ki bu kadını hayatımda bir daha görmeyeceğim. | Open Subtitles | أراهنك بعشرة دولارات أني لن أري هذه المرأة مرة آخري في حياتي |
| Burayla sahil arasında bir şeyler bulacağıma 1000 dolarına bahse girerim. | Open Subtitles | أراهنك بـ1000 دولار أني سأجد شيء بين هذا المكان وذلك الشاطئ. |
| Burayla sahil arasında bir şeyler bulacağıma 1000 dolarına bahse girerim. | Open Subtitles | أراهنك بـ1000 دولار أني سأجد شيء بين هذا المكان وذلك الشاطئ. |
| Bin dolara bahse girerim ki 10 dakikaya burada olacak. | Open Subtitles | أراهنك بألف على أنه سيكون هنا في غضون 10 دقائق. |
| bahse girerim buzdolabı peynirlerle, parmesan krakerleriyle ve bütün ezme çeşitleriyle doludur. | Open Subtitles | أراهنك بأن هناك ثلاجة معبأة بجميع أنواع الباستا والجبن، وتلك الأجبان الجافة. |
| Eminim, gülerek ölmüştür. Yanındaki suratsız bıyıklı kim? | Open Subtitles | لا مزاح، لقد مات مبتسماً، أراهنك على ذلك. |
| Eminim siz küçükken birbirinizin saçını da yolmuşsunuzdur. | Open Subtitles | أراهنك بدولارين على أنكما أثناء تعارككما وأنتما أطفال كنتما تسحبان شعركما |
| Eminim onları görmeye can atmıyorsundur. | Open Subtitles | أراهنك أنه لا يوجد أى قلق بحيث لا تستطيع رؤيتهم |
| Bu çok kötü. Eminim polis olmadan önce buradaki en sıkı partici de sendin. | Open Subtitles | هذا سيء جدا أراهنك أنك قد عرفت كل ذلك قبل أن تحصل على الشارة |
| Senin anının ne zaman olduğunu bilmiyorum ama varolduğuna Eminim. | Open Subtitles | و أنا لا أدرى أين كانت لحظتك لكنى أراهنك أن كان لديك واحدة |
| bahse varım Jiggs Taylor bütün işi bir-iki gün içinde itiraf edecek. | Open Subtitles | أراهنك ان جيك سيعترف بالعملية كلها فى غضون يوم او اثنين |
| bahse varım bir tanesinin durumu bile seninki kadar iyi değildir. | Open Subtitles | أراهنك أنه لايوجد أحد منهم في حالة أفضل منكِ |
| 5 kağıda iddiaya girerim. Eve gidince verdiği gülleri suya koymuşsundur. | Open Subtitles | أراهنك بخمس دولارات أنك وضعت تلك الزهور التي أعطاك في الماء |
| Neden? Arkamda bu adam görünürken kesin 10 saniyeden fazla sohbet edebilirim. | Open Subtitles | أراهنك أنني سأبقى في الدردشة أكثر من عشر ثواني |
| - İddiaya varım doğru. İddiaya varım değil. | Open Subtitles | . ـ حسنا ً , أراهنك أنه كذلك . ـ أنا أراهنك أنه ليس كذلك |
| Her iddiasına varım bunlar polen. | Open Subtitles | أراهنك بالمال أن هذه حبيبات اللقاح الطائرة |
| Ölü bir çocuk bulduklarına 500$ koyuyorum... | Open Subtitles | أراهنك على 500 بأنّهم قد وجدوا طفلاً ميتاً |
| Maratonu senden daha önce bitireceğime bahse var mısın? | Open Subtitles | أراهنك أنني سأشارك في الماراثون قبلك. |