| Üç ve dört çocuk birarada dalından koparılmayı bekleyen... kiraz salkımlarına benzerdi. | Open Subtitles | مجموعاتٍ صغيرة مُبهجة من ثلاثة إلى أربعة أطفال كأنهم عناقيدُ توتٍ أينَعت تنتظر قطافها |
| Sen dört çocuk istedin, ben bir tane istedim ve nasıl olduysa dörtte uzlaştık. | Open Subtitles | أتذكر ؟ أردت أربعة أطفال وأنا أردت واحدًا , وبطريقة ما أتفقنا على أربعة |
| İlki Hank. Dört çocuğu var. Bulâşıkçılık yaparak geçinmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أولا هناك هانك, لديه أربعة أطفال و يعيش على راتب منظف للصحون |
| - Kadın boşanalı daha bir ay oldu. - Dört çocuğu var. | Open Subtitles | لقدتطلقتمنذشهر مضى فقط ، لديها أربعة أطفال |
| dört çocuğum var onlar için çok az zaman yaratabileceğim | Open Subtitles | لدي أربعة أطفال وسأكون بحاجة لبعض الوقت لأمضي معهم. |
| Teknelerde yetişkinlere ihtiyaçları var. İmzayı atarken dört çocuğun sorumluluğunu da üstüne aldın. | Open Subtitles | يحتاجون بالغين يملكون قوارب، وقّعتَ لاصطحاب أربعة أطفال |
| 2014'ten beri, Matthew adında oldukça yakışıklı bir adamla evlendiğimi söylüyorum. Karma ailemizde dört çocuğumuz var. Amerika, Minnesota'daki banliyölerde yaşıyoruz. | TED | الآن، منذ عام 2014، سأخبرك أنني تزوجت مرة أخرى رجل وسيم جدا يدعى ماثيو، لدينا أربعة أطفال في عائلتنا المخلوطة، نحن نعيش في الضواحي في مينيابوليس، مينيسوتا، الولايات المتحدة الأمريكية. |
| Hiç farkına vardınız mı, hep dört çocuk annelerine bir şeyler oluyor? | Open Subtitles | ألم تلحظوا أن أمّ أربعة أطفال دائما تعاني الأمرّين ؟ |
| - dört çocuk ve bir köpek geldi. - 4 çocuk ve bir köpek. | Open Subtitles | لقد رأيت أربعة أطفال وكلب أربع أولاد وكلب ؟ |
| Annabelle, Olivia Leland'ın öldürüldüğü gece orada dört çocuk olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | حسنان قالت أنابيل أنهم كانوا أربعة أطفال في الليلة التي قُتلت فيها أوليفيا ليلاند |
| Eşi Susan ile birlikte dört çocuk ve dokuz torun sahibi olmuşlar. | Open Subtitles | كان لديه هو وزوجته سوزان أربعة أطفال وتسعة أحفاد. |
| Hayır, lütfen. Sorun değil. dört çocuk... | Open Subtitles | كلا, أرجوك, ليست بمشكلة أربعة أطفال, كيف تجد وقتًا لفعل أيّ شيء؟ |
| Dört çocuğu gemiye götürdü, hepsi hayatta şu an. | Open Subtitles | لقد أرجع أربعة أطفال للسفينة، وكل أولئك الأربعة أحياء يرزقون اليوم |
| Dört çocuğu gemiye geri çekti. Dördü de yaşıyor bugün. | Open Subtitles | لقد أرجع أربعة أطفال للسفينة، وكل أولئك الأربعة أحياء يرزقون اليوم |
| Hala Cincinnati'de oturuyor. Dört çocuğu var ve 10 kilo almış. | Open Subtitles | ما زالت تعيش في (سينسيناتي) لديها أربعة أطفال وزادت بـ20 رطلاً |
| dört çocuğum var onlar için çok az zaman yaratabileceğim | Open Subtitles | لدي أربعة أطفال وسأكون بحاجة لبعض الوقت لأمضي معهم. |
| Altı farklı kadından dört çocuğum var benim. | Open Subtitles | لدي أربعة أطفال من ستّة نساء مختلفات. |
| Hayır. Demin dört çocuğun salınacağıyla ilgili anlaşma yaptık. | Open Subtitles | كلا، لقد تفاوضت على إطلاق سراح أربعة أطفال |
| Bunu ödeyemeyiz. dört çocuğumuz var. | Open Subtitles | لا نستطيع تحمل هذا , لدينا أربعة أطفال |
| Yani, gut hastası, dört çocuklu, kötü dişleri olan bir ev hanımı ortaya çıkarsa? | Open Subtitles | أقصد. ماذا إذا ما تبين أنها ربة بيت وحيدة مع أربعة أطفال و أسنان سيئة ومصابة بمرض النقرس؟ |
| Senin dört çocuğunu tavan arasına kilitlediğini kocan öğrendiğinde, ...senin için gerçekte ne "mükemmel" düşündüğünü görürsün. | Open Subtitles | عندما يعلم زوجك أن لك أربعة أطفال محبوسين في عليه سترين كيف سيظن أنك مثاليه |
| - Dördünü birden nasıl büyüttün? | Open Subtitles | كيف تربّي أربعة أطفال ؟ |
| Kocanız olmadan, dört çocukla, tek başınıza nasıl yapabiliyorsunuz, anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف تقومين بذلك، و معك أربعة أطفال. |
| Ama sizin dört çocuğunuz olmuş ve gayet iyi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | ولكنكِ أنجبتِ أربعة أطفال وقوامكِ جميل |