| Umarım sana boş yere iş çıkarmamışımdır. | Open Subtitles | أرجو الا أكون سببت لك كل هذة المتاعب بسبب أمر تافه |
| Umarım bunu söylememden rahatsız olmazsın, bu tarz bir iş için oldukça genç görünüyorsun. | Open Subtitles | أرجو الا تمانع أن أقول أنك تبدو صغيراً جداً على هذا النوع من الأعمال |
| Umarım mahsuru yoktur çünkü sizin biberlerinizden biraz yedim. | Open Subtitles | أرجو الا تمانع لقد أخذت من الحراق الذي يخصك |
| Banyonuzu kullandım. Umarım mahsuru yoktur. | Open Subtitles | إضطررت لإستخدام حمامكم أرجو الا تمانعوا ذلك |
| Ne kadar erdemli! Umarım bu da bana geçmez. Umarım o sinir de bana geçmez. | Open Subtitles | نبيل جدا ، أرجو ألا يزول ذلك عني و هذا المزاج أرجو الا يزول كذلك |
| Umarım ikiniz, bu durumdan endişelenmiyorsunuzdur. | Open Subtitles | أرجو الا تعيرا إهتماماً بهذا الأمر. |
| - Yine siz! - Umarım sorun değildir. | Open Subtitles | ـ أنت مرة أخرى ـ أرجو الا تمانعى |
| Umarım odamı başkasına vermemişsindir Lempenka. | Open Subtitles | شكرا لكى, "لمبينكا". أرجو الا تكون غرفتى مشغولة. |
| Umarım kimsenin üzerine düşmemişizdir. | Open Subtitles | أرجو الا أكون قد هبطت على أحدكم. |
| Umarım, "West Coast'ı bırakıp neden buraya geldiniz, Bay Farber?" diye sormamın sakıncası yoktur. | Open Subtitles | أرجو الا تمانع سؤالي ما الذي أتى بك |
| Umarım sakıncası yoktur. Ayaklarıma bakıyorum. | Open Subtitles | أرجو الا تمانع بذلك أنا انظر اليهم |
| Etrafa bir bakarsak Umarım aldırmazsınız. | Open Subtitles | أرجو الا تمانع ان ألقينا نظرة |
| Umarım etrafa bakmamızın sakıncası yoktur. | Open Subtitles | أرجو الا تمانع ان ألقينا نظرة |
| Umarım sakıncası yoktur. | Open Subtitles | أرجو الا تمانعي ذلك |
| Umarım sen hasta değilsindir, George Tucker, çünkü siz ikinizin önünde büyük bir öpüşme var. | Open Subtitles | حسناً , أرجو الا تكون مريضاً يا (جورج تاكر) لأنكما علي وشك تبادل القٌبلات |
| Umarım bunu sormamda bir sakınca yoktur. | Open Subtitles | أعني , أرجو الا تمانع سؤالي |
| - Umarım Matt'ten bulaşmamıştır. | Open Subtitles | ( أرجو الا يكون أصابك ما أصاب ( مات لا |