| Ve bir şey daha: Archie kendisi de bu hastalıktan muzdarip. | TED | والامر الآخر ان "أرشي كوشران" كان ذاته يعاني من ذلك المرض |
| Buna rağmen, Archie bunu yapmak için izin almayı başardı. | TED | ولكن "أرشي كوشران" استطاع ان يحصل على تصريح للقيام بذلك |
| ve bu adam, Archie Cochrane, bir savaş esiri ve bir doktor, ve bir sorunu var. | TED | هذا الرجل "أرشي كوشران" الذي كان أسير حرب .. وطبيب واجه مشكلة |
| Ve Archie Cochrane, kamp doktoru olarak, bu pisliği temizleyecek olanların ilklerinden. | TED | "أرشي كوشران" كطبيب لذلك المعسكر كان اول من أخذ على عاتقه يحاول علاج هذه الفوضى المرضية |
| Bir keresinde paten yarışında yer göstericiye rüşvet teklif etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت ذات مرة أن أرشي مرشد في سباق تزلّج |
| Ama Archie Cochrane becerikli bir kişi. | TED | ولكن "أرشي كوشران" كان رجل إرتجالياً يستثمر ما يوجد من حوله من أدوات |
| Ama genç bir Alman doktor Archie Cochrane'nin egzersiz defterini alır ve iş arkadaşlarına şöyle der, 'Bu kanıt inkar edilemez. | TED | ولكن طبيب ألماني يافع قرأ كتاب ملاحظات "أرشي كوشران" واخبر رفاقه أن دليله لا مناص من صحته |
| Şimdi size bu hikayeyi anlatıyorum çünkü bana kalırsa Archie Cochrane bir ahbap, Archie Cochrane'nin ahbap olmasına rağmen. | TED | والآن انا لا اخبركم هذه القصة لأنني أظن أن "أرشي كوشران" هو شخص مميز لان "أرشي كوشران" هو حقاً مميز |
| Ve Archie Cochrane bunun herkes gibi anlamıştı. | TED | و "أرشي كوشران" فهم هذا جيداً اكثر من أي شخص |
| Bu çok hoş, Archie, ama Sweetwater Nehri'nde olup | Open Subtitles | هذا لطيف , "أرشي" و لكن إن كنت عند النهر |
| Pekii, dolapta sen ve Archie arasında hiçbir şey olmadı o zaman? | Open Subtitles | حسناً , ألم يحدث شيء بينك و بين (أرشي) في الخزانة ؟ |
| Bu kimsenin suçu değil. Aptal Archie'nin bile değil. | Open Subtitles | إنه ليس خطأ أي أحد إنه حتي ليس بسبب غباء "أرشي" |
| Peki, Archie tam olarak yanlış ne yaptı? | Open Subtitles | و لكن ما الشيء الخاطئ الذي قام به "أرشي" ؟ |
| Bekle, eminim Archie sana eve kadar eşlik eder. | Open Subtitles | مهلاً , واثقة من أن "أرشي" سوف يقوم بإصالك |
| Jason Blossom'un kaybolduğu sabah Sweetwater Nehrinde olduğunu ve Archie'nin de orada olduğunu onların orada beraber olduklarını bilmiyor." | Open Subtitles | كانت عند نهر "سويتوتر" صباح إختفاء (جايسون بلوسوم) وفي ذلك الوقت، (أرشي) كان هناك أيضًا قد يكونا هناك معًا |
| Siz bu hikayeyi anlatıyorum çünkü Archie Cochrane, tüm yaşamı boyunca, korkunç bir dertle savaştı. Ve bunun insanları zayıf düşürdüğünü fark etti ve toplumları yıprattığını. | TED | انا اخبركم هذه القصة لان "أرشي كوشران" طيلة حياته حارب ضد " مرض اجتماعي " خطير أدرك انه يفتك بالأفراد ويصيب المجتمعات بالتآكل |
| Ne dersin Guthrie, Archie anüsle vajinayı birbirinden ayıramamış. | Open Subtitles | ما هو رأيك (غوثري)، هل (أرشي) لا يمكنه التميز بين الأعضاء التناسلية؟ |
| Archie in AV'den lens ödünç almak. | Open Subtitles | استعرت زوجين من العدسات اللاصقة من أرشي) في قسم البصريات و الصوتيات) |
| Pekâla burada dediğine göre buraya Archie's Ranch Market'ten gelmişsiniz. | Open Subtitles | مكتوب هنا أنكِ جئت من "متجر "أرشي رانش |
| Sizi doğru olan şey hakkında temin etmek isterim ve bu birinden rüşvet aldığım değil. | Open Subtitles | دعـوني أؤكـد لـكم أنّ واحداً من هذه الأشياء صحيح ولـم أرشي شخصاً |
| Birilerine rüşvet vermemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أنتِ تريدين مني أن أرشي أحدهم هنا |