| — Suçla savaşan bir tavşan olabilir. — Yahut cana yakın bir kaplumbağa. | Open Subtitles | يمكنه أن يكون أرنباً مُكافحاً للجريمة أو سلحفاة جديرة بالحب |
| Kıçından nasıl tavşan çıkaracağımı göstermemi ister misin? | Open Subtitles | هل تُريدني أن أريك كيف تُخرج أرنباً من مؤخرتك؟ |
| Öyleyse sen de beni satıp, yerime bir tavşan al! | Open Subtitles | فلم لا تبيعينني وتشترين أرنباً بدلاً مني؟ |
| [Bölüm 6] 24 ada tavşanı, İngiliz bir yerleşimci tarafından sportif amaçlarla avlamak için 1856'da Avustralya'ya getirildi. | TED | أربعة وعشرون أرنباً أوروبية تم إحضارها إلى أستراليا في عام 1859 بواسطة مستوطن بريطاني لأغراض رياضية، من أجل الصيد. |
| O görünmez bir tavşandı. Elwood'un zihnindeydi. | Open Subtitles | لقد كان أرنباً وهمياً في خيال شخصية إليوود. |
| Bir şeyin içinden tavşan çıkar. Ya da bir şeyleri uçur. | Open Subtitles | اسحبي أرنباً من شيئاً ما أو اجعلي شيئاً يطفو |
| Birayla pişirilmiş havuçlu, soğanlı ve patatesli tavşan. | Open Subtitles | طَهوتْ أرنباً بالجزرِ وبالصل والبطاطا والبيرة |
| Tüylü bir tavşan olmadığını ümit etsen daha iyi, tüylü tavşan bulutu kıyamete ve helak olmaya yorulur. | Open Subtitles | لنأمل ألا يكن أرنباً فالأرنب الزغب ينبئنا بالدمار و الخراب |
| Emin değilim. Ama bildiğim kadarıyla uykusunda tavşan kovalıyor. | Open Subtitles | لست متأكداً، ولكن يبدو إنها تطارد أرنباً |
| Coney Island'da kuzenimin tavşan avladığını görmüştüm | Open Subtitles | رأيت قريبي يصيب أرنباً بالقرب من جزيرة كوني |
| Az bir ihtimal ama kurabiyeli tavşan da olabilir yine de bu ihtimale pek bel bağlamayın. | Open Subtitles | هنالك إحتمال ضئيل بأن يكون أرنباً يحمل كعكاً لكنني لن أعتمد على هذا |
| Az bir ihtimal ama kurabiyeli tavşan da olabilir yine de bu ihtimale pek bel bağlamayın. | Open Subtitles | هنالك إحتمال ضئيل بأن يكون أرنباً يحمل كعكاً لكنني لن أعتمد على هذا |
| tavşan yaptım. Hala vejetaryensin, değil mi? | Open Subtitles | لقد أعددت أرنباً , أنت لم تعودي نباتية أليس كذلك ؟ |
| Daha önce bir adamın götünden tavşan çıkardığını görmüş müydünüz? | Open Subtitles | هل سبق إن رأيتما رجلاً يخرج أرنباً من مؤخرته |
| Şapkadan tavşan çıkarma gibi numaralar yapıyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت تؤدين حيل بها؟ هل كانت أرنباً سحرياً؟ |
| - Ben dosyanın gerçeklerini söyledim. - Bir tavşan vahşileşemez ki. | Open Subtitles | لقد وضحت حقائق القضية فحسب أعني، ليس وكأن أرنباً قد يصبح متوحشاً |
| O zamanlar sadece tavşan ve antilop öldürürdüm. | Open Subtitles | في ذلك الوقت, لم أكن قد قتلت إلا أرنباً وظبياً. |
| Kanser söz konusu olunca bu ya kaplumbağa ya tavşan ya da kuştur. | Open Subtitles | مع السرطان، إما أن يكون سلحفاة أو أرنباً أو طائراً |
| Ama daha az cesaret ve daha fazla gurur gösterdiğinden dolayı, tanrılardan biri bir tavşanı tuttu, yüzüne fırlattı ve ışığını azalttı. | TED | وبسسب غروره وعدم شجاعته، التقط أحد الآلهة أرنباً ورماه في وجهه فخفَتَ ضوؤه. |
| - Bir tavşandı sanırım. - Çirkin şeyler! | Open Subtitles | أظنه أرنباً - مخلوقات وضيعة - |
| Bir tavşana yumruk atmak ya da bir nineye çelme takmak gibi. | Open Subtitles | سيبدوا الامر كمن يضرب أرنباً أو يجعل راهبه تتعثر |