| Yakında uzaklara gitmem gerekecek. Bu yüzden fırsatım varken, Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنني مضطر للرحيل قريبا لذا أريد أن أراه ما دمتُ أستطيع |
| Bu sayfada benim hakkımda bir şey var ve ben Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | هناك شيء عني في الورقة و أريد أن أراه الآن |
| - Eğer bir oğlum varsa Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | حسنا، إذا كان لي ابنا، وأنا أريد أن أراه. |
| Benden uzak dur. Tek görmek istediğim şey paran. | Open Subtitles | ابتعد عني بحق الجحيم كل ما أريد أن أراه هو مالك |
| Çünkü yemeğe çıkmak istiyor, ve ben onu görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأنه يريد أن يضع خططاً للعشاء ولا أريد أن أراه |
| Onu görmek istiyorum benden oğlumu alanın o olup olmadığını görmek. | Open Subtitles | أريد أن أراه لأرى إذا كان هو من أخذ ابني |
| Çekilin. Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | دعوني أمر , دعوني أمر أريد أن أراه |
| Tamam, hadi görelim. Onu görmek istiyorum. Nerede? | Open Subtitles | دعيه يأتى ويصرخ فى وجهى، أريد أن أراه |
| Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد سمعته عنه الكثير، أريد أن أراه |
| - Ama Onu görmek istiyorum. - Evan, seni korumak istiyoruz. | Open Subtitles | لكن أريد أن أراه - إيفان نحاول حمايتك وحسب - |
| Sadece bir meraklı. Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | مجرد شخص فضولي أريد أن أراه |
| Müsaade edin. Neil'in babasıyım. Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | معذرة، أنا والد (نيل) أريد أن أراه من فضلك |
| Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أراه الآن |
| Onu görmek istiyorum. Seninle, burada mı? | Open Subtitles | أريد أن أراه هل احضريته معك؟ |
| Onu görmek istiyorum Lizzie. | Open Subtitles | أريد أن أراه يا ليزي |
| Onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | ـ استلق ، أريد أن أراه |
| Burada görmek istediğim bir şey, ve buluşmam gereken bir insan vardı. | Open Subtitles | هناك شيء أريد أن أراه ، وشخص أريد أن أقابله |
| Tam da görmek istediğim şey, tatmin olmuş bir müşteri. | Open Subtitles | كل ما أريد أن أراه رضاء العميل |
| Evet, gıdıklanırsın. İşte görmek istediğim yüz bu. | Open Subtitles | بل أنت كذلك هذا الوجه الذي أريد أن أراه |
| Yerde, benim... onu görmek istemiyorum. Al onu, buzun içine koy. | Open Subtitles | إنه على الأرض، لا أريد أن أراه التقطيه و ضعيه في ثلج، التقطيه |
| Lütfen, baba! Onu görmek zorundayım! | Open Subtitles | أريد الان يا أبي أريد أن أراه الأن |
| Ve buluştuğumuzda dostum, sadece seni görmek isterim polisleri değil! | Open Subtitles | وعندما نلتقي يل رجل فأنت من أريد أن أراه ليس الشرطة |