| Bunu tartışmak istemiyorum. Bu artık geçmiş. Bitti. | Open Subtitles | لا أريد مناقشة ذلك، أصبح الأمر ماضيّ, أنتهى كل شيء، لا يمكنك استعادة تلك المكالمات الهاتفية |
| Bir saat hangi yemek şirketini kullanacağımızı tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد مناقشة أمر أي متعهد سأستخدم لساعة. |
| Şu an konuşmak istiyorum. Neden dönmemi istemediğini söyle. | Open Subtitles | أريد مناقشة الأمر حالا لمَ ترفضين عودتي؟ |
| Peki, bu konuyu hallettiysek sizinle biraz iş konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ, إن كان كل شيء خلفنا أريد مناقشة بعض الأعمال معك. |
| Hayır! Bak. Bir daha çocuklar önünde bu konuyu konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | كلا، اسمع، لا أريد مناقشة هذا أمام الأطفال |
| Ne düşündüğünü biliyorum ve bu konuyu bir daha konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | و أنا لا أريد مناقشة هذا الموضوع مرة أخرى |
| Bizi hiçbir yere ulaştırmayan bu şiirler stratejisini tartışmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد مناقشة موضوع القصائد هذا الذي لا يفيدنا بشيء |
| Sürekli bunu tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد مناقشة هذا الأمر طوال الوقت. |
| Onunla tartışmak istemiyorum. Gerçekten istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد مناقشة هذا معه, أنتي تعرفين |
| Şimdi tartışmak istemiyorum. Acelem var. | Open Subtitles | لا أريد مناقشة ذلك الآن بإستعجال |
| Şu anda gerçekten de bunu tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | حقًا لا أريد مناقشة هذا الآن. |
| Seninle artık bunu tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لم أعد أريد مناقشة ذلك معك |
| Bunu tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد مناقشة هذا. |
| -Kay, Ned. Sizi de benim kadar ilgilendiren çok önemli bir konuyu konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد مناقشة شئ يخصنى كما يخصكما أيضاً |
| Kızım Miyuki hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد مناقشة موضوع ابنتي، ميوكي ...ها نحن مجددا |
| Bak, seninle Rasta Monsta'yı ve yaptığın her bir satışta Karayip topluluğuna gösterdiğin duyarsızlığı konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | إسمع، أريد مناقشة "الراستا مونستر" وإهانتها للمجتمع الكاريبي مع كل عبوة تباع منها |
| Ben, senle kişisel bir şey konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد مناقشة شيء شخصي معك |
| Biraz iş konuşmak istiyorum | Open Subtitles | أنا أريد مناقشة بعض العمل |
| konuşmak istemiyorum, dedim. | Open Subtitles | لم يسألني أحد منكم، قلت لك لا أريد مناقشة الموضوع. |
| Artık bu konuyu konuşmak istemiyorum, ayrıca tutam tutam saçım dökülüyor! | Open Subtitles | لم أعد أريد مناقشة الأمر، وشعري يتساقط، مفهوم؟ |
| Çünkü daha ilk randevumuza bile çıkmadık ve ben en sevdiğim rengi bile bilmeyen biriyle ölen çocukları konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لأنه لم نحظى حتى بموعدنا الأول ولا أريد مناقشة طفل ميت مع رجل لا يعرف حتى لوني المفضل |
| Bu yüzden bugün farklı bir bakış açısı ile MOOC'un diğer bir tarafını farklı bir yüzünü tartışmak istiyorum. | TED | اليوم، أريد مناقشة جانب مختلف، من MOOCs، من وجهه نظر مختلفة. |