| Ama ileri seviye sonuç çıkarma yöntemleri kullanarak, adamın düzenini anladım. | Open Subtitles | نعم ولكن بإستخدام أساليب متقدمة أعتقد بأنني وجدت نمط هذا الرجل |
| Başka memelilerin daha farklı yöntemleri vardır. | Open Subtitles | تمتلك ثديّاتٌ أخرى أساليب مغايرة تماماً. |
| Standart istatistik teknikleri aldık, bu nedenle bununla ilgili konuşmayacağım. | TED | لقد إستخدمنا أساليب إحصائية قياسية، لذا لن أتحدث عن ذلك. |
| Tabii ki, bir soygunun arkasından temizlik yapmak çoğu kez partilere uygun olmayan yöntemler gerektirir. | Open Subtitles | و لكن الترتيبات بعد السرقة تتطلب أساليب ليست مناسبة للحفلات |
| Yüksek Paleolitik dönemin başında, bir mızrak atma tekniği geliştirmiş olduklarından şüphe ediyoruz. | Open Subtitles | لكننا نشك في أنهم في بدايات العصر الحجري قاموا بتطوير أساليب قاذف الرماح |
| Şimdi de, bana eski taktikleri kullanarak müşterileri geri kazanamayacağımı söylüyorlar. | Open Subtitles | حسنا , والآن يخبرونني أني لا أستطيع إستعادة زبائني باستعمال أساليب عمل قديمة |
| Bizim oralarda öldürmenin belli yolları vardır. | Open Subtitles | في الماضي، كانت هناك أساليب معينة للقتل. |
| Ayrıca size astroloji veya diğer kahanet yöntemlerini pazarlıyorlar. Bunu seve | TED | أوه، كما يقولون، سوف يبيعكم علم التنجيم الكهانة أو أساليب أخرى. |
| Ve Rachin'in öğrencilere uyguladığı acımasız yöntemleri ihbar ettiler. | Open Subtitles | وفضحوا أساليب راشين التعسفية مع التلاميذ |
| İleri ikna yöntemleri şu demek: korku senaryoları kullanmak köpekler ya da yalnızlaştırma gibi ya da boğulma simülasyonu ya da uykusuz bırakma ya da aşırı stres durumunda bırakma, ama hiçbiri ölümcül değil. | Open Subtitles | تعني إستخدام أساليب تخويف مثل الكلاب أو الحبس الإنفرادي أو الإيهام بالغرق أو الحرمان من النوم |
| Poirot'nun yöntemleri her zaman kabul görmez, bayım. | Open Subtitles | أساليب بوارو ، سيدي لا يمكن أن تكون لطيفة دوما |
| Mevcut güvenlik kodu değişim teknikleri kuantum bilgisayarlara karşı duramaz. | TED | أساليب تبادل المفتاح الحالية لن تصمد أمام حاسوب كمي. |
| Çeşitli baskı teknikleri var, en popüleri ise sıkma-temelli biyobaskı. | TED | وهنـالك أساليب شتى للطبــاعـة، ويعدّ أسلوب الطّبع الحيويّ القـاذِف أشهرهم على الإطــلاق. |
| Son çare olarak Gestapovari önlemlere başvuracaklar ki bunun da çok insanca yöntemler olduğuna şüphe yok." | Open Subtitles | سيكون عليهم أن يستخدموا بعض أساليب النازيين بلاشك هذه إساءة موجهة |
| Kuşun avlanma tekniği üzerinde çalışmalıyım. | Open Subtitles | عليّ العمل على تحسين أساليب صيد هذا الطير |
| - Evet, Jean Asbury Seattle'da bize protestocuların başvurdukları taktikleri gösterdi. | Open Subtitles | حسنا , كان معكم جين أسبيرى من سياتل وكانت تريدنا أن نشاهد أساليب المتظاهرين المبتكرة |
| Şimdi bekle biraz. Bunu yapmanın yolları var. | Open Subtitles | إهدأ قليلاً هناك أساليب لإنجاز هذا |
| Bu yüzden polisi düzenlemek, yeni insanlar işe almak, toplum odaklı polisliğin yöntemlerini kullanmak için Salvadorlularla birlikte çalıştık. | TED | لذا فقد عملنا مع السلفادوريين على تطهير الشرطة؛ نعيد تعيين أشخاصٍ جدد ونستخدم أساليب الشرطة المجتمعية؛ |
| Sağcı şehir konseyiyle mücadele edip SWAT tarzı polis taktiklerini terk etti. | TED | لقد حارب مجلس المدينة ذي التيار اليميني، وهجر أساليب وحدات الشرطة الخاصة. |
| Kent Dövüş öldürmesi. İşkence yöntemi. Bilgisayarlara Giriş Yetkisi. | Open Subtitles | قتال مدينى، أساليب التّعذيب، صلاحيّة لتخطّى أجهزة الأمان فى الكمبيوترات |
| Doğrudan bir yere gitmiyormuş gibi-- Sanırım kaçamak taktikler kullanıyor. | Open Subtitles | لا يبدُ وكأنّها تسلك طريقاً مُباشراً. كأنّها تستخدم أساليب المراوغة. |
| Aciliyet, işe yaramayacağını bile bile işe yarayan metotları değiştirmemizi gerektirmez. | Open Subtitles | الضرورة لا تدعو إلى تغيير الأساليب المجدية إلى أساليب غير مجدية. |
| Genellikle Güneydoğu Asya'da karides yetiştiriciliği için kullanılan insan yapımı kıyı göletleri gibi diğer teknikler, ekstra çevre sorunları yaratıyor. | TED | أساليب أخرى، كالبرك الساحلية الصناعية الشائعة الاستخدام في استزراع الجمبري في جنوب شرق آسيا، تخلق مشاكل بيئية إضافية. |
| Senin yöntemlerine müsamaha göstermemin tek nedeni, hükümetinkilerin daha beter olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد أني أحتمل أساليب هو لأن الحكومة أسوأ منك. |
| O problemleri çözmek için sistematik yollar geliştirmişti ve böylece sonuçlar hangi sayıyı alırsanız alın doğru olurdu. | Open Subtitles | لقد طور أساليب منهجية لتحليل المسائل بحيث تُصيب الحلول مهما كانت الأعداد التي أخذتها. في عصر الرياضيات الذهبي، |
| Daha derinlerin araştırılması değişik bir yöntem gerektirir. | Open Subtitles | اكتشاف الباطن يتطلب إستخدام أساليب مختلفة. |