| İyileşmeye başlayan bölgelerinde ezikler var sanki her hafta farklı bir kaburgasını kırmış. | Open Subtitles | كدمات في مختلف مراحل التشافي الأضلاع التي يبدو وكأنه كسر واحداً مختلفاً أسبوعياً |
| Aralarında en sevdiğim müzik grubu. İnsanlar her hafta telefonlarında birbirlerine enstrümanlarını çalıyor. | TED | مجموعتي المفضلة هي مجموعة الموسيقى حيث يعزف الناس على الآلات الموسيقية أسبوعياً يضعون الهاتف مع بعضهم البعض |
| Amerika Birleşik Devletleri'nde her hafta iddia ediliyor ki zaptedilen insanların üçte biri bağlandıkları şeritler içinde ölüyor. | TED | أسبوعياً في الولايات المتحدة أنه يقدر بوفاة شخص من ثلاثة أشخاص في هذه القيود |
| Eski karınıza haftalık olarak Xanax, Oxy hatta kokain aldığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تشترى لزوجتك السابقة كساناى , اوكسى حتى الكوكايين أسبوعياً |
| Muhtaçlara gıda kutuları hazırlamaları ve gıdaları sınıflandırmaları için dernekler haftalık olarak gönüllüler gönderiyor. | TED | وترسل مؤسسات المتطوعين إلى هناك أسبوعياً ليصنفوا المواد الغذائية، ويصنعوا صناديق طعام للمحتاجين. |
| Bir aromaterapist haftada bir bakım için eve gelmeye başladı. | TED | معالجة بطب الروائح بدأت في زيارة دار الرعاية مرة أسبوعياً |
| Aileleriyle haftanın birkaç günü Skype'ta birkaç kez görüşürler. | TED | يستخدمون الأسكايب مع أسرهم عدة مرات أسبوعياً. |
| Bir yolla girilir, bir yolla çıkılır. Market, haftada iki kere... | Open Subtitles | هنالك طريقٌ واحد لدخولها ، وآخر لخروجها فقط يومين للتسوق أسبوعياً |
| Bu göçmen aileler grubu her hafta gevezelik etmek, Wonton yemeği yemek ve Çin dominosu oynamak için bir araya geliyor. | TED | هذه المجموعة من العائلات المهاجرة، يجتمعون معاً أسبوعياً لتبادل الأخبار، وتناول اللحم وحلوى التاشو، ولعب ماجونغ. |
| Sonra nüks olur, ben de aynı ilacı her hafta vermeye başlarım. | TED | وحين يعودون أعطيهم نفس العقار مرة أسبوعياً |
| Beni her hafta evlerine misafir eden, 65 milyon kişiyi. | Open Subtitles | ليس لل 65 مليون الذين يقومون باستضافتى فى غرفة معيشتهم أسبوعياً |
| Arkansas'ta kaldığın sürece her hafta paranı alacaksın. | Open Subtitles | سوف يصلك راتبك أسبوعياً طالما تبقين فى آركانساس |
| The Today Show gibi. Sanırım her hafta çıkarıyorlar, bilirsin, Life gibi. | Open Subtitles | إنها مثل برنامج The Today Show أظن أنها تصدر أسبوعياً مثل Life |
| Eğer evli olsaydım ve buraya hafta bir iki kere gelebilseydim, eğlenceli olabilirdi. | Open Subtitles | لو كنت متزوجاً كنت سأتي مرة أو مرتين هنا أسبوعياً قد يكون الأمر ممتعاً |
| Çocukların haftalık gelişimlerini e-mail ile gönderiyoruz. | Open Subtitles | نحن نُرسل أسبوعياً تقرير عن تقدّم عمل الأطفال عبر البريد الإلكتروني |
| Bütün, haftalık temel şey dünyayı kurtarma. | Open Subtitles | ومسألة إنقاذنا للعالم أسبوعياً بشكل أساسي |
| Kabaca haftalık bir tahminde bulunur musun? | Open Subtitles | أيمكنك أن تحزري ؟ أي رقم تقريبي أسبوعياً |
| haftalık olmayacak ve Salı geceleri olmayacak. | Open Subtitles | ولن يكون برنامجاً أسبوعياً ولن يُعرض في ليلة الثلاثاء |
| İki ay önce bağlantı kurdular. haftalık sözleşmemiz var. | Open Subtitles | لقد قصدونا منذ أسبوعين ووقعنا عقداً أسبوعياً |
| Eğer istersen, haftalık görüşme yapabilir ve gerçek sonuçlarını keşfederiz. | Open Subtitles | لو أحببت, يمكننا تحديد ميعاد أسبوعياً لنتناول تلك المشاكل |
| Beslenme uzmanlarına göre McDonald's'a haftada bir defadan fazla gitmeye gerek yoktu. | Open Subtitles | وكتبوا بأن علماء التغذية يقولون لا ضرر من الذهاب لماكدونالدز مرة أسبوعياً |
| Bu bir bakıma dünyadaki her erkek, kadın, çocuğun haftada bir bardak kola içmesi demek. | TED | هذا بمثابة كل رجل، إمرأة وطفل على وجه البسيطة يشربون كولا مرة أسبوعياً. |
| Sonuç olarak, haftanın beş günü ile, et tüketiminizin %70'ini azaltmış oluyorsunuz. | TED | فوق كل شئ، إستقطاع خمسة أيام أسبوعياً هو إستقطاع 70% من اللحوم. |
| Senden haftada iki kez, işerken kafa çeken maymun resmi alıyorum. | Open Subtitles | مرتين أسبوعياً أحصل على بريدك لقرود تتبول على نفسها |
| Buradaki şeker, bir öğrencinin sadece gazoz içerek bir haftada, ne kadar şeker tüketeceğini gösteriyor. | Open Subtitles | لأننا لا نريد لطلابنا أن يأخذوا السكر الموجود في الصودا أسبوعياً |
| Pigalle'de küçük bir yer vardı, orada haftada en az iki kez yerdim. | Open Subtitles | هناك أماكن قليلة فى بيجال .. أكلت فيها مرتين أسبوعياً إنه جيد .. |