| Açıkçası sana güceniyorum, onları nasıl aynı kefeye koyabiliyorsun! | Open Subtitles | بصراحة كم أستاء من إصرارك على وضعهما في كفـّة واحدة. |
| Ve senden sonra çıkmaya güceniyorum. | Open Subtitles | و أنا أستاء من الصعود بعدك على خشبة المسرح |
| Allegra'nın ki biraz haylaz, burada olmak onun için yeterince kötü ayrıca mutluluğuna güceniyorum sanıyor. | Open Subtitles | (أليجرا) تتذمّر قليلاً لكن وجودها هنا مؤلم لها بجانب أنها تعتقد أني أستاء من سعادتها |
| Hayır efendim, sarhoş değilim. Çok gücendim şimdi. | Open Subtitles | لا ، سيدي أنا لست ثملاً أنا أستاء من ذلك |
| Kişisel olarak yazdıklarına gücendim. | Open Subtitles | إنني أستاء من هذا شخصياّ |
| Ve küçük, terli bir herifin kendimi kötü hissettirmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أترك رجل مبلل بالعرق مثلك أن يجعلني أستاء من ذلك. |
| Sanırım hapiste olduğu için kendimi kötü hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | أراد جعلي أستاء لوجوده بالسجن على ما أعتقد |
| Allegra'nın ki biraz haylaz, burada olmak onun için yeterince kötü ayrıca mutluluğuna güceniyorum sanıyor. | Open Subtitles | (أليجرا) تتذمّر قليلاً لكن وجودها هنا مؤلم لها بجانب أنها تعتقد أني أستاء من سعادتها |
| Buna çok gücendim! | Open Subtitles | أن أستاء من ذلك. |
| Sanırım hapiste olduğu için kendimi kötü hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | أراد جعلي أستاء لوجوده بالسجن على ما أعتقد |
| kendimi kötü hissetmem gerekliymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن أستاء. |
| Bir de bana kendimi kötü hissettirmeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | و أنت ستجعلني أستاء |