| Ponton Mundo Le Rock denen adamı sorgulamak istiyorum Kumarhanesi nerede? | Open Subtitles | فونتون أريد أن أستجوب ذاك الرجل لاروك , أين هذا الكازينو؟ |
| Sayın başkan. Sanığı ben de sorgulamak isterim. | Open Subtitles | سيدي الرئيس أريد ان أستجوب الشاهد إن أمكن |
| Sanırım, kocanı sorgularken odanın dışında olman daha iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن تغادري الغرفة بينما أستجوب زوجكِ |
| Rengi İsveç bademiyle, Hindistan cevizi kabuğu arasındaki herkesi sorguluyorum. | Open Subtitles | أستجوب أيّ شخص يشبه اللوز السويسري وقشر جوز الهند |
| Hayır, Başmüfettiş. Üst kattaki şefi sorguluyordum da. | Open Subtitles | لا,ياسيدى المفتش ,لقد كنت بالأعلى أستجوب الطباخ |
| Yüzbaşı Taylor o gece bu kaleden iki beyaz subayı sorguladı. | Open Subtitles | لقد أستجوب النقيب " تيلور " ضابطين بيض في تلك الليلة |
| Çünkü burada Leydi Litton'ı sorgulamayı deneyip kocasının nerede olduğunu öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لأنني أحاول هنا أن أستجوب السيده ليتون. أحاول إكتشاف أين هو زوجها. |
| Güvenlik şefimi sorgulamam yalnızca onun otoritesine zarar vermekle kalmayıp, benimkine de verebilir. | Open Subtitles | بأن أستجوب رئيس الأمن هذا لن يقلل من شأن سلطاته فقط ولكن يقلل من شأني أيضاً |
| Norfolk Lordum. Bu adamı sorgulayabilir miyim? | Open Subtitles | سيدى اللورد نورفولك هل يمكننى أن أستجوب هذا الرجل ؟ |
| Teğmen Aldo, gamalı haç ile işaretlediğiniz her sağ kalan kişiyi sorgulamadığımı düşünüyorsanız... | Open Subtitles | أيّها الملازم (ألدو)، لو كنت تظنّ أنّي لن أستجوب كلّ ناجً ختمت عليه بعلامة الـ"زفاستيكا"... |
| Kuzenini sorgulamak için orada ben olmalıydım. | Open Subtitles | أنا يجب أن أكون فى الداخل أستجوب ابن عمه |
| Nitekim dönüşümüzü sorgulamak da bana düştü. | Open Subtitles | ولذلك هذا يرجع لي أن أستجوب العائدون |
| Hükmünüzü sorgulamak istemiyorum, Vali Bey. Elbette istiyorsun. | Open Subtitles | -لا أريد أن أستجوب حُكمك، أيها الحاكم |
| Henderson'ı sorgularken... birini koruduğu çok açıktı... çok güçlü birini. | Open Subtitles | (عندما كنت أستجوب (هندرسون كان من الواضح أنه يحمي أحدهم شخص بالغ النفوذ |
| Kız arkadaşını sorgularken... orada olmanı isterim... | Open Subtitles | عندما أستجوب الحبيبة |
| Sadakatini sorgulamıyorum Ronon. Sadece ayrılmadaki doğruluğu sorguluyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستجوب ولائك , رونن الحكمة الوحيدة من الرحيل إذا, كما تقول |
| Pardon Sayın Yargıç ama, ben tanığı sorguluyorum, | Open Subtitles | عفوًا يا سيدي القاضي. أنا أستجوب الشاهد |
| Bir bilgisayarı cinayet için sorguluyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أستجوب حاسوب في جريمة قتل |
| Bildiğin gibi Tom'un idare amirini, Reed Pollock'u sorguluyordum. | Open Subtitles | ماذا يحدث؟ بدا الأمر هاماً تعلمين أننى كنت أستجوب رئيس أركان (توم)... |
| Bayan Perkins, Chris Traeger Ben Wyatt'le ilişkimin ne zaman başladığını sorguladı. | Open Subtitles | آنسه ، بيركنس كريس تريغر ، أستجوب متى علاقتي مع ، بينّ وايت بدأت |
| - Adam sorgulamayı bilirim. - Sistemi var. | Open Subtitles | أعرف كيف أستجوب الفرد - لديه نظام محدد - |
| Çocukları sorgulamam. | Open Subtitles | و أنا لا أستجوب الأطفال |
| - Oliver'i şimdi sorgulayabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أستجوب أوليفر الآن؟ |
| Teğmen Aldo, eğer elinizden sağ kurtulan her gamalı haç damgalı adamı sorgulamadığımı düşünüyorsanız karşılıklı saygıda aynı seviyede olmadığımızı düşünürüm. | Open Subtitles | أيّها الملازم (ألدو)، لو كنت تظنّ أنّي لن أستجوب كلّ ناجً ختمت عليه بعلامة الـ"زفاستيكا"... يبدو أنّه ليس بيننا الاحترام المتبادل الذي أفترضه |
| Belki de kendine asıl sorman gereken şey "Elimdeki her kozu bilen birini nasıl sorgulayabilirim?" olmalıdır. | Open Subtitles | لكن ربما يتوجب عليك فعلاً أن تسأل نفسك هو, "كيف أستجوب شخصاً, يعرف كل ورقة بيدي؟" |