| Hayır efendim. Nasıl olduğunu açıklayamam. Gergin hissediyordum kendimi. | Open Subtitles | كلا سيدي، لا أستطيع تفسير ما حدث، كنت أشعر ببعض التوتر |
| Nasıl olduğunu açıklayamam. Gergin hissediyordum kendimi. | Open Subtitles | كلا سيدي، لا أستطيع تفسير ما حدث، كنت أشعر ببعض التوتر |
| Her şeyi açıklayabilirim, isterseniz. | Open Subtitles | . أستطيع تفسير أي شيء . لو كنت ترغب بذلك |
| Bunu açıklayabilirim çünkü o kadını ben öldürmedim. | Open Subtitles | إسمع أستطيع تفسير هذا لأنني لم أقتل المرأة |
| Ve itiraf etmeliyim ki, şu an için bunu Açıklayamıyorum. | Open Subtitles | أنا يجب أن أعترف، حتى الآن لا أستطيع تفسير ذلك. |
| Bir şeyler oluyor ama ne olduğunu Açıklayamıyorum. | Open Subtitles | لا، هناك شيء غريب يحدث وأنا لا أستطيع تفسير ذلك |
| Her şeyi izah edebilirim. | Open Subtitles | أستطيع تفسير كل شئ؟ |
| açıklayamam, Albay. Sadece içimden gelen bir his. | Open Subtitles | لا أستطيع تفسير ذلك عقيد أنا فقط لدي هذا الشعور |
| Bunu açıklayamam. Sanki daha önce bunları yaşamış gibiyim. | Open Subtitles | لا أستطيع تفسير ذلك أشعر وكأنني قد فعلتُ كل هذا من قبل |
| Solunum yolunda olan zedelenmeyi de açıklayamam. | Open Subtitles | لا أستطيع تفسير الضرر في مجرى التنفس أيضاَ |
| Bölümünün bizim iki katı bütçe almasını açıklayamam ama vaziyetin bu olduğunu da inkar etmiyorum. | Open Subtitles | إنني أستطيع تفسير السبب الذي يجعل قسمك يحصل على ضعفي تمويلنا، ولكنني لا أنكر أن هذه هي القضية المعنية. |
| Tam olarak açıklayamam. | Open Subtitles | لا أستطيع تفسير ذلك في الحقيقة |
| Moon hepimize yalan söylemiş. Durun bir saniye. açıklayabilirim. | Open Subtitles | ـ لقد كذبت علينا جميعاً ـ تمهل لحظة ، أستطيع تفسير الأمر |
| - açıklayabilirim. - Sessiz kalma hakkına sahipsin. | Open Subtitles | ـ أستطيع تفسير ذلك ـ لديكِ الحق لتبقين صامتة |
| Evet, biliyorum. açıklayabilirim, söz. | Open Subtitles | أجل ، أعلم ذلك أستطيع تفسير الأمر ، أعدك بذلك |
| - Egzotik dansçı fakat, açıklayabilirim. | Open Subtitles | راقصة غريبة ، لكن أجل أستطيع تفسير الأمر لا |
| - açıklayabilirim. Buyurun. | Open Subtitles | أستطيع تفسير الأمر هلا رافقتني؟ |
| Tam olarak Açıklayamıyorum ama karaciğer ve soğan halkaları karaciğer ve pastırma, kızarmış tavuk ciğerleri... | Open Subtitles | لا أستطيع تفسير ذلك ولكن الكبد والبصل .. الكبد و اللحم المقدد |
| İyi hissetmiyorum ve Açıklayamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أشعر أنني بحالة جيدة عنهم. وأنا لا أستطيع تفسير ذلك. |
| yiyeceklerin güzel olduğu, benim gibilerin... içecek servis ettikleri yerler olacak senin için bunu Açıklayamıyorum ama sanırım bebek evini tamir edebilirim en azından maymun işlerinde iyi sayılırım maymun. | Open Subtitles | ربما هناك مكان حيث يمرحون معاً، والطعام شهي، وأمثالي يقدّمون المشروبات ربما لا أستطيع تفسير كل ذلك، ولكن أستطيع تصليح بيت الدمى |
| Resmen Açıklayamıyorum. | Open Subtitles | أعني، أني ببساطة لا أستطيع تفسير سببها. |