| Sizi hafife almamalıydım. Hayatta olduğunuzu biliyordum. | Open Subtitles | لم يكم يجدر بي أن أستهين بكم لقدكنتأعلمأنكمأحياء. |
| Halkımı önemsiyorum ve ölümlerini hafife alacak değilim. Senin de almadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أهتم بشأن قومي ولا أستهين بأمر قتلهم وأدري أنك مثلي في هذا |
| Onlara liderlik eden adamı tanıyorum ve onu hafife almayacağım! | Open Subtitles | أنا أعرف قائدهم ولن أستهين به بأى حال |
| Ben küçümsemiyorum. | Open Subtitles | أعرف أني لا أستهين بأحد |
| Hayır, Habibeh, seni küçümsemiyorum, ama neden bahsettiğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | كلا يا (حبيبة)، أنا لا أستهين بكِ، لكنكِ لا تعرفين عما تتحدثين. |
| Doğru dürüst düşünmemiştim. Şimdiyse her gün bunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أستهين بالأمر وأفكّر به كلّ يوم |
| Onlara liderlik eden adamı tanıyorum ve onu hafife almayacağım! | Open Subtitles | أنا أعرف قائدهم ولن أستهين به بأى حال |
| Biliyor musun, yaptıklarını hafife almıyorum. | Open Subtitles | كما تعرف أنا لا أستهين بما فعلته |
| hafife almadığım bir sorumluluk. | TED | وهي مسؤولية لا أستهين بها. |
| Seni de hafife almıyorum. | Open Subtitles | و لا أستهين بك كذلك |
| Doğru dürüst düşünmemiştim. Şimdiyse her gün bunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أستهين بالأمر وأفكّر به كلّ يوم |