| memnun olmuştum çünkü bunalımı nedeniyle tedavi görmek istediğini düşündüm. | Open Subtitles | و هذا أسعدني لأني كنت أراه بحاجه للعلاج من الإكتئاب |
| memnun oldum diyebilmek isterdim. | Open Subtitles | آتمنى لو كنت أستطيع أن أقول أن ذلك قد أسعدني. |
| İyi dostum. Sağ ol. Seni görmek güzeldi. | Open Subtitles | حسناً ، يا رجل ، حسناً ، شكراً أسعدني لقاؤك |
| İkinizle de tanışmak çok güzeldi. Belki yarın plajda görüşürüz. | Open Subtitles | أسعدني حقاً اللقاء بكما ربما نراكما غداً على الشاطئ |
| Sizi tekrar görmek bir zevkti. Güle güle. | Open Subtitles | و أسعدني رؤيتك مره أخرى وداعاً |
| Bunu yaptığıma da çok mutluydum. | Open Subtitles | وهو ما أسعدني جداً |
| Führer'i ziyarete geldiğini duyunca çok sevindim. | Open Subtitles | وقد أسعدني أن أسمع أنك قدمت لرؤية الفوهرر. |
| Bütün bu konuşulanlara ne kadar memnun olsam da, bence bence bunların hepsi laf. | Open Subtitles | كما أسعدني كل هذا الكلام ..أعتقد أعتقد أن كل هذا هو : كلام |
| Çok memnun oldum. Desteğiniz için çok çok teşekkürler. | Open Subtitles | أسعدني كثيراً رؤيتكم اليّوم، شكراً جزيلاً لدعمكم. |
| - Tanıştığıma memnun oldum. - Tanıştığıma memnun oldum. O ellerini kaplayan şey ne? | Open Subtitles | أسعدني مقابلتك وانا أيضاً ماذلك الذي على يديك و مأزرك؟ |
| Tanıştığıma memnun oldum. Mahkemede iyi şanslar. | Open Subtitles | أسعدني مقابلتكِ وحظاً موفقاً مع المحاكمة |
| Çok güzel. Teşekkürler. memnun oldum. | Open Subtitles | جيد جداً، شكراً جزيلاً أسعدني لقائك |
| Bu hafta içinde tekrar gelmene çok memnun oldum. | Open Subtitles | لقد أسعدني أنك عدت للحضور هذا الأسبوع |
| Harika, Anne. Seninle konuşmak güzeldi. | Open Subtitles | عظيم يا أمي أسعدني التحدث معكِ |
| Kapatmalıyım. Seninle konuşmak güzeldi. | Open Subtitles | يجب أن أتركك أسعدني الحديث معك |
| Seninle sohbet etmek güzeldi. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد أسعدني الدردشةُ معكِ |
| Sizinle konuşmak güzeldi, arkadaşlar. | Open Subtitles | أسعدني الحديث اليكم |
| Bir süre için bile tutmak çok güzeldi. | Open Subtitles | أسعدني جدا ان احملها لفترة |
| Bir süre için bile tutmak çok güzeldi. | Open Subtitles | أسعدني جدا ان احملها لفترة |
| Harmony, seninle sohbet etmek büyük bir zevkti. | Open Subtitles | هارومني لقد أسعدني الحديث إليك |
| Sizinle iş yapmak büyük bir zevkti. | Open Subtitles | لقد أسعدني العمل معكم غلفها |
| Onu bir kenara koyup Texas'ı terk edecek kadar mutluydum. | Open Subtitles | أسعدني أن أتركه وأرحل عن (تيكساس). |
| İşlerinin yolunda olduğunu söyledi, çok sevindim gerçekten. | Open Subtitles | قال لي أنك في أحسن حال و هذا أسعدني |