| Bu dengeyi düzeltmeye çalışıyorum. Benim meydan okumam da bu... | Open Subtitles | أحاول إعادة تشكيل هذا التوازن، هذا هو ما أسعى إليه |
| peşinde olduğum şey birçok hayat kurtaracak. Geri adım atmayacağım. | Open Subtitles | ما أسعى إليه هو إنقاذ الكثير . من الأرواح وأنا لن أستسلم لليأس |
| Bir şeyi tahrik etmeye çalışmıyorum. Yardım alman lazım, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لا أسعى للتحريض على أي شئ أنت تحتاج للمساعده, حسناً؟ |
| Bana sadece Tanrı'nın verebileceği o huzur ve gücü arıyorum. | Open Subtitles | أسعى للسلام والقوة التي لا يستطيع منحي إياها سوى الله. |
| Ben daha büyük bir sıfat peşindeyim. Arena'yla alakası olmayan bir sıfat. | Open Subtitles | أنا أسعى إلى لقبٍ أرقى لقب أبعد ما يكون عن الحلبة |
| Seni ve aileni lekelemek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أسعى إلى تدمير سمعتك أو سمعة عائلتك |
| Çok çalışan göçmenler için ve yoksulluk döngüsünden kurtulma mücadeleleri için hâlâ bir şair olmaya çalışıyorum. | TED | ولا زلت أسعى لأكون شاعرًا من أجل المهاجرين المكافحين وكفاحهم للخروج من دائرة الفقر |
| Kardeşim beni şehir dışına çıkartacak. Politikayla ilgilenmiyorum, hayatta kalmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أخي سيخرجني خارج المدينة إنني أسعى وراء النجاة لا السياسة |
| Kardeşim beni şehir dışına çıkartacak. Politikayla ilgilenmiyorum, hayatta kalmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أخي سيخرجني خارج المدينة إنني أسعى وراء النجاة لا السياسة |
| Çevresel konular, dar görüşlü ticari çıkarların peşinde koşan herkesi, hatta beni ya da seni bile gölgede bırakır. | Open Subtitles | قضية البيئة أعظم من أي مصالح شخصية تافهة قد أسعى إليها أنا أو غيري. |
| Sizi kandırmak ne kolay oldu. Kızlara özgü deliklerinizin peşinde olmadığım için kendinizi şanslı sayın. | Open Subtitles | اعتبرن أنفسكن محظوظات أنني لا أسعى وراء أعضائكن |
| Belki bu yüzden, bu küçük dünyaya hükmediyorum... ve sen hala bu önemsiz eski geminin içinde, ufak şeylerin peşinde koşuyorsun. | Open Subtitles | وربما هذا هو سبب أننى أسعى فى هذا العالم الصغير وأنت مازلت بهذه السفينه القديمه الأقرب لصندوق النفايات |
| Adaleti engellemeye çalışmıyorum ancak bu genç adamın da dediği gibi bu bir saçmalık. | Open Subtitles | أنا لا أسعى لعرقلة العدالة ولكن مثلما قال هذا الشاب ، هذه مهزلة |
| Seni yargılamaya falan çalışmıyorum, çünkü ben de o okuldaydım ben de payıma düşen fındıkları kırdım bu yüzden de Hunter Jennings'in kötü bir adam olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أسعى للحكم عليكِ أو ما شابه لأنني كنتُ أيضاً معكِ هناك بالكليّة و قد واعدتُ حصّتي من الشبّان الغريبي الأطوار |
| Duyarsız davranmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | لا أسعى هنا لأن أكون غير مكترث أو متبلد المشاعر هنا |
| Bu geçitin ötesinde bulunan bir sandık arıyorum. | Open Subtitles | أسعى للحصول على الصندوق السحرى الذى يوجد خلف هذا المضيق الجبلى |
| Ben daha büyük bir sıfat peşindeyim. Arena'yla alakası olmayan bir sıfat. | Open Subtitles | أنا أسعى إلى لقبٍ أرقى لقب أبعد ما يكون عن الحلبة |
| Bu binayla tanışıklığının eskiye dayandığını biliyorum ama seni temin ederim, bela istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكَ و هذا المبنى بينكما تاريخ جمّ، لكنّي أؤكد لكَ أنّي لستُ أسعى لمشكلة. |
| Arkadaşlık, haz ya da aşk aramıyorum. | Open Subtitles | إننى لا أسعى وراء المتع أو الصداقة أو الحب إننى أتحدث فقط عن روما |
| Hiçbir şeyi kanıtlamaya çalıştığım yok, adamım. Her zaman yaptığım şeyleri yapıyorum, tamam mı? - Dikkat et. | Open Subtitles | أنا لا أسعى لأثبت أي شيء يا رجل أنا فقط أفعل ما أريد ، مفهوم ؟ |
| Ne olacağımı belirlemeye çalışıyordum. | TED | وكنتُ أسعى لمعرفةِ ما أريدُ فعلهُ في حياتي. |
| Ekibimin peşine düşersen, ben de senin peşine düşerim. | Open Subtitles | إتّفاقنا قد إنتهى وإذا سعيتِ خلف فريقي فسوف أسعى خلفكِ |
| - Bak, bunu kişiselleştirmek istemem, ama bu adamların kim olduğunu ve ne istediklerini bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أسعى لمضايقتها لكن أنا لا أعرف هؤلاء الرجال وماذا يريدون. |
| Yeniden seçimlere girmeyeceğim. Başkanlığa da aday olmayacağım. | Open Subtitles | لست أسعى لإعادة إنتخابات رئاسة الجمهورية |
| Evet, peşinden gelmeme sebep olma yeter. Su buz gibi. | Open Subtitles | أجل، فقط لا تجعلني أسعى بحثًا عنها، هذه المياه متجمدة. |
| Tıpkı sizin toplantılarınız, davetleriniz ve karşılama törenleriniz gibi kahretsin, hiçbir zaman işadamı olmayı istemedim. | Open Subtitles | و بالنسبة للبقية اجتماعاتك و حفلات عشائك و لقاءاتك إنني لم أسعى لأن اكون رجل أعمال |
| Düşündüğünüz şey değil. İntikam peşinde değilim. | Open Subtitles | ليس الأمر كما تحسبانه لا أسعى وراء الانتقام |