| Yatağımın altına bir platform koydum ve altından ışıklar çıkıyor. Gerçekten. | Open Subtitles | في الواقع سريري مرتفع بعض الشيء لقد وضعت أرضية مرتفعة أسفله |
| Tek yapacağın, zirvenin Altında kalıp köprüye vardığında altından uçup çıkman. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله البقاء أسفل الحافة وعندما تصل لذلك الجسر، طِر من أسفله وزِد السرعة |
| Bu, altındaki yağmursuyu tankları ve müze ile Tayland'daki en büyük eko-çatı. | TED | وهو أكبر سطح أخضر في تايلاند. مع خزانات مياه والمتحف أسفله. |
| Yüzünüz inanılmaz derecede elastiktir ve onu sıyırmam altındaki yüz çatlaklarını yara izi bırakmadan onarmamı sağlar. | Open Subtitles | وجهكِمرنللغاية, و انتزاعه يسمح لي باصلاح العظام المكسورة أسفله بدون احداث أيّ ندب |
| Başka sorunlar da var. Yolun üstüne değil, altına çıkacaksın. | Open Subtitles | يوجد مشاكل أخرى ،انت لن تخرج لتجد نفسك فوق الطريق سوف تجد نفسك أسفله |
| Bunun bir sapkınlık olduğuna inanıyorum, ama aynı buzdağının ucu gibi, sathın Altında olabilecekleri de detaylıca incelememiz gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أؤمن بأن هذا إنحراف، ولكن كـقـمـة جبل جليدي علينا أن ندرس بعناية وبدقـة ما يمكن أن يحدث أسفله |
| Yeşil-kahve ekoseli koli bantlarının altından sünger fışkıran bir koltuk. | Open Subtitles | إنه ذابل، ومتشقق، ومقلم بلونين أخضر فاتح وترابي، وله زائدة للنوم وقد خرجت بعض حشوته في أسفله وملفوف على الباقي بشريط لاصق |
| altından çok fazla kan geliyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من الدماء قادمه من أسفله |
| - Onun altından çıkar, borazanı çaldır! | Open Subtitles | ! أخرجه من أسفله , أيها المتفجر هذه ليست وظيفتك , سيدي |
| etrafında dolaş, üzerine tırman or altından geç. | Open Subtitles | نلتف حوله ، نتسلقه ، او الحفر أسفله |
| altından da geçemiyoruz, üstünden de. Farkındayım. | Open Subtitles | -لا يمكننا العبور من أسفله أو من فوقه |
| Buz ile altındaki kayanın arasını kayganlaştırıyor. | Open Subtitles | إنه يُليّن الوصلة ،بين الجليد وأرضية الصخر أسفله |
| Onca suyun ağırlığı, altındaki buzu çatlattı ve inanılmaz bir güçle birkaç saat içinde kuruyup gitti. | Open Subtitles | وزن ذلك الماء مجتمعاً سحق الجليد أسفله وجفّت البحيرة في غضون ساعاتٍ قليلة بتأثير قوةٍ رهيبة |
| Buz ile altındaki kayanın arasını kayganlaştırıyor. | Open Subtitles | إنه يُليّن الوصلة ،بين الجليد وأرضية الصخر أسفله |
| USB bellek ya o odada, veya tam altındaki odada. | Open Subtitles | االناقله المتحركه اما فى هذا الطابق أو فى الطابق الذى أسفله مباشره |
| altındaki mezarlar ise haçlı seferlerine dayanıyor. | Open Subtitles | ... سراديب الموتى تقطن أسفله ... ويرجع تاريخها إلى الحروب الصليبية |
| Pekâlâ, omurgasını düz tutmak için bunu altına koyun. | Open Subtitles | حسنٌ, ضع هذه أسفله كي تقوم بتثبيت عموده الفقري |
| - Kumandayı da alıp altına girmiş. | Open Subtitles | أشغلت جهاز التحكم عن بعد و غطت نفسها أسفله |
| Yüzeye bakmıyoruz, onun altına bakıyoruz. | Open Subtitles | لا نبحث في السطح نحن نبحث أسفله |
| Yüzeye bakmıyoruz, onun altına bakıyoruz. | Open Subtitles | لا نبحث في السطح نحن نبحث أسفله |
| Sonra bu kabuk, Altında kaynayan lav tarafından bir yandan diğer yana sürükleniyor. | Open Subtitles | ثم يتحرك هذا الغلاف على طول سطح البحيرة مُقاداً بالتموّج العنيف للحِمم أسفله. |
| Yani ders tabanlı bir sınıfta, öğrencilerin yarısı bu seviyenin üstündeyken yarısı Altında. | TED | إذن في فصول المحاضرات المعتادة، نصف الطلاب أعلى من مستوى الخط الفاصل ونصفهم أسفله. |