| Güvenli bir yerde yeraltına girmesi için onu ikna edebileceğimizi ummalıyız. | Open Subtitles | لنأمل أنها تملك الحس الكافي لتهبط أسفل الأرض في مكان آمن |
| yeraltına girmeyeceğim sırf biri bana, ölüm yaklaşıyor dedi diye. | Open Subtitles | سوف لن أهبط إلى أسفل الأرض لأن أحداً يخبرني بأن الموت ينتظرني |
| Sırf birisi ölüm geliyor dedi diye yeraltına girmeyi reddediyorum. | Open Subtitles | سوف لن أهبط إلى أسفل الأرض لأن أحداً يخبرني بأن الموت ينتظرني |
| Onlara.. yeraltı insanları derler. | Open Subtitles | هولدري، هذا الطريقه التي كانوا يقولونها إلينا الناس أسفل الأرض |
| Yangın yerin altında saatlerdir ilerliyor olabilir. | Open Subtitles | النار يمكنها الإنتقال لعدّة ساعات أسفل الأرض |
| Toprağın altında yatan bir kütüphane buldum. Yüzlerce parşömeni okudum. | Open Subtitles | ووجدت مكتبة مخبئة أسفل الأرض لقد قرأت المخطوطات كلها |
| Eğer zaten ölüyseniz, yeraltına girersiniz. | Open Subtitles | بل ستذهبين إلى أسفل الأرض إن كنتِ ميتة بالفعل |
| Yazılanı kastetmiyor çünkü birisi size ölüm geliyor dese, yeraltına girmezsiniz. | Open Subtitles | لا، ليس المقصود به معناه الواضح بسبب ... أنك لن تذهبي إلى أسفل الأرض |
| Bunlara bineceğiz, sonra yeraltına mı götürecekler bizi? | Open Subtitles | حسنا ... فلنقف هناك وسننقل إلى أسفل الأرض |
| Bu insanlar berbat. yeraltına inmekle ilgili konuşmalar da var. | Open Subtitles | هؤلاء القوم كذلك، وهناك أيضاً عدة أقاويل حول "النزول أسفل الأرض". |
| Bu insanlar berbat. yeraltına inmekle ilgili konuşmalar da var. | Open Subtitles | هؤلاء القوم كذلك، وهناك أيضاً عدة أقاويل حول "النزول أسفل الأرض". |
| - Neden her şey yeraltına inşa edilmiş? | Open Subtitles | لماذا تبنون أسفل الأرض ؟ |
| yeraltına girme vakti. | Open Subtitles | حان الوقت للرقود أسفل الأرض. |
| Ama yeraltına girmeyeceğim ile aynı şey değil. | Open Subtitles | - لكنها لا ... لكن معناها ليس نفس معنى (سوف لن أهبط إلى أسفل الأرض) |
| Flint suyu altyapısı-- yeraltı borularının karmaşık ağı-- çok kötü bir şekilde hasar gördü. | TED | البنى التحتية لمنطقة فلينت -- الشبكة المعقدة للأنابيب الموجودة أسفل الأرض -- كانت قد تعرضت لضرر كبير. |
| yeraltı demir yolu bile buradan geçti. | Open Subtitles | السكك الحديدية أسفل الأرض عبرت من هنا. |
| Sadece yerin altında tutulduğunu. Soluk yazıları olan bir odada tutulmuş. | Open Subtitles | فقط أنها كانت أسفل الأرض في غرفة بها أحرف مُمحاة.. |
| Bir tabutta, iki metre yerin altında. | Open Subtitles | هو في تابوت ستة أقدام أسفل الأرض |
| Toprağın altında saklanmış | Open Subtitles | * مخبأ أسفل الأرض * |