"أسلحتك" - Translation from Arabic to Turkish

• Silahlarınızı
• Silahlarını
• Silahını
• Silahlarınız
• silahların
• Silah
• silahın
• silahları
• silahlarına
• silahlarınla
• silahlarınıza
• silahlarınızla
• silahlarınızın

Silahlarınızı bırakmadan önce yerle bir etmeye hazırlandığınız kasaba, benimdi.
الدولة التي كنت تقوم بالتجهيز لتدميرها قبل أن تسلم أسلحتك

Silahlarınızı getirin, bıçaklarınızı getirin
اجلب أسلحتك و سكاكينك أنقذ أولادك و زوجتك

Başka türlü erkeklere karşı tüm Silahlarını çevirip nasıl eğlenebilirdin?
أين المتعة فى تسديد أسلحتك لرجال كهؤلاء ؟

Parayı çantaya ve Silahlarını yastık kılıfına koy, dedim.
لقد قلت خذ المال و ضعه فى الحقيبة و خذ أسلحتك و ضعها فى كيس الوسادة

Silahını atmazsan, bu hergelenin sonu da onun gibi olur.
و هذا الحثالة سيكون بعده إن لم ترمي أسلحتك الأن

Miguel ve Silah çantamla gelin, herkes yoluna gitsin ya da Silahlarınız dolu gelin, kim daha çok kan dökecek görelim.
ويذهب كلانا لحال سبيله أو تعود مجهزًا أسلحتك وسنرى من منا يسفك أكثر دماءً

Dostum, muhteşem silahların için sana teşekkür etme fırsatım olmadı.
لم تتسنّ لي الفرصة لأشكرك على أسلحتك المذهلة.

- Evet. Silahlarınızı alıp başınıza silahlı nöbetçi dikti mi?
هل أزال أسلحتك ووضعك تحت الحراسة المسلحة؟

Benden şahsi olarak sizi ikna etmemi istedi ki, Silahlarınızı teslim ederseniz güvenli geçişiniz garanti altında olacaktır.
لقد طلب منّي إطمئنانك لو قمت بتسليّم أسلحتك سنضمن لك المرور الآمن

Silahlarınızı bana verin, siz keyfinize bakın.
بورت: يعطيني أسلحتك ويجعل أنفسكم في البيت.

Silahlarınızı indirin, Albay yoksa bu insanları yok etmek zorunda kalacağım
إخفض أسلحتك عقيد أو سأضطر الى تدمير هؤلاء الناس

Siz kimsiniz ki, evime gelip, Silahlarınızı sallayıp, saçma sapan konuşuyorsunuz?
مَن تعتقد نفسك؟ تأتي إلى منزلي، و تُخرج أسلحتك هكذا و تتكلم بهذا الهُراء

Sence bu şekilde dışarı çıkman ve böylece herkesin Silahlarını görebilmesi akıllı bir hareket mi?
تظنّ أنهُ من الحصافة أن تخرُج للعلن هكذا كي ترى كل المخلوقات أسلحتك ؟

Bize Silahlarını göster, Arch amca. Çocuklara bundan bahsedip durdum.
أرنا أسلحتك يا عم آرتش لقد أخبرت الأولاد عنها

Bir kez daha söylüyorum. Bu son uyarı. Silahını at.
سآمرك مرةً أخرى فقط، وهذا آخر إنذار لك، ارمِ أسلحتك.

İkinci kaçış noktasına ulaşmak için... 12 saatimiz var, Silahını kontrol et.
أمامنا 12 ساعة للوصول لنقطة الخروج الثانية لذلك افحصي أسلحتك

Silahlarınız, benim zamanımdaki oklardan ve mermilerden daha gelişmiş olabilir.
لعلّ أسلحتك أكثر تعقيدًا من الأسهم والرصاصات التي وُجدت في زماني

Bunlar kurtarabildiğim Silahlarınız.
أنقذت ماذا استطعت من مستودع أسلحتك

Önerilen taktik: Zırhın ve silahların bütün kontrolünü bana ver.
إمنح لى السيطرة الكاملة على أسلحتك و درعك.

Silah deponuzun yerini onlara söyledim.
أنا من سلم العشرين برميلاَ في مستودع أسلحتك

Ayaklarınla ateş etmek için mi birden fazla silahın var?
ماذا,هل ذلك كي تتمكني من تنسيق أسلحتك مع أحذيتك؟

Kulelerdeki gardiyanlara takviye yapılıyor. Ki silahları da seninkilerden büyük.
جميع الأبراج محمية بواسطة حراس مسلحين بأسلحة أكبر من أسلحتك

Seni zaten güçlerinden arındırmış, krallığını yok etmiş seni tutsak etmiş ve silahlarına el koymuştu.
لأنك قد جردت من كل القوى الخاصة بك و من كل ممتلكاتك أترك سجينك وأترك أسلحتك

Çelik mavi gözlerin İnci kabzalı silahlarınla
بعيونك الزرقاء الفولاذية# #و أسلحتك اللؤلؤية

Elinizde bulundurduğunuz silahların vaktini göz önüne alarak silahlarınıza el koyacağız.
لذلك سوف نصادر أسلحتك والتي تعتبر إشارة للأزمنة السابقة

Eğer yapamazsam, gidip onlara ışın silahlarınızla saldırma konusunda rahat olabilirsiniz.
إن لم أستطع, فلك حرية الخيار بالتعامل معهم و استخدم ضدهم أسلحتك الاشعاعية.

silahlarınızın ölümcül olmadığını sanıyordum.
كنت تحت إنطباع ان أسلحتك غير قاتلة.