| Tarzını seviyorum muhtemelen kendinden çok eminsin, değil mi? | Open Subtitles | أحب أسلوبك ربما أنت واثق جداً من نفسك،أليس كذلك؟ |
| Öğretim Tarzını inceliyorum. - Umarım rahatsız olmuyorsun. | Open Subtitles | أنا أراقب أسلوبك التعليمي، إن لم يكن لديكَ مانع |
| Düşene tekme vurmak. Senin tarzın buydu. | Open Subtitles | اركل الدمية بينما هو بالأسفل لقد كان دوماً أسلوبك |
| Dead Man's Chest, acımasız bir oyun. Genelde tarzın değildir. | Open Subtitles | .خاطِرة الرجل العاجز قد أعاقت اللعبة ليس أسلوبك عادة |
| Şimdiye kadar duyduğum en sessiz adımlara sahipsin. Tekniğin etkileyici. | Open Subtitles | إنّكَ تتسم بأخفت خطوات سمعتها قطّ، أسلوبك مذهل جدًا. |
| Peki, işi hala istiyorsan, stilini böyle yapacaksın. | Open Subtitles | إن كنت تود الاحتفاظ بهذه الوظيفة فلتجعله أسلوبك |
| - Bu hoşuma gitti. - Tarzını sevdim. Teknolojik değil. | Open Subtitles | أعجبني هذا - لقد عرفت أسلوبك , لا تقنية - |
| Bob dile getirmekten nefret ediyorum ama Tarzını sevdim. Sonunda. | Open Subtitles | بوب ، أكره الأعتراف بهذا لكن أحب أسلوبك نوعاً ما أخيراً |
| Ama ben seni sevdim Wyatt Earp, Tarzını sevdim. | Open Subtitles | ولكنك تعجبنى يا ويات إرب يعجبنى أسلوبك |
| ben senin Tarzını beğendim.bu arada, nereden geliyor aracın? | Open Subtitles | أحبّ أسلوبك. بالمناسبة، من أين أتيت؟ |
| Güzel hareketler, ahbap. Tarzını sevdim. | Open Subtitles | حركات رائعة يارجل، يعجبني أسلوبك |
| Şirket bilgilerini araklamak senin tarzın değil. | Open Subtitles | ضرب البيانات المتعلّقة بالشركات ليست أسلوبك |
| Hayvan beneklerine bayılmıyorum biraz fazla süslü püslüsün ama kendine has bir tarzın var. | Open Subtitles | بالواقع، لست من أنصار الألوان الزاهية وأنت تبالغين قليلاً في التزيين، لكن لديك أسلوبك الخاص |
| Eski bir Wertheim kasasını sardalye konservesi gibi açmak senin tarzın değil, Kirsch. | Open Subtitles | فتح فيرتهايم قديمة مثل علبة من السردين هذا ليس أسلوبك, كيرش |
| Politik sebeplerden dolayı bir şüphelinin üzerine gitmemek pek senin tarzın değil biliyorum. | Open Subtitles | حياة الناس أعلم أن التساهل مع مشتبه به لأسباب سياسية, ليس أسلوبك |
| Tekniğin sağlam ama havan yok işte. | Open Subtitles | اعني أسلوبك صلب ولكنك لا تملك الاثارة والسرعه |
| Çok iyi olmasa da kısa ve öz. stilini seviyorum. | Open Subtitles | لستِ مُبتكِرة ، لكنك موجِزة يُعجبني أسلوبك |
| Belki bir anlaşma yapabilirsin veya zorla alırsın, genelde yöntemin bu olur. | Open Subtitles | ربما تقوم بعمل صفقة تفاوضية أو تأخذهم بالقُوة والتي تميل لكونها أسلوبك لكن كُن حذراً |
| Kostümlerin, şarkıların ve şarkıları söyleme şeklin. | Open Subtitles | أزياؤك أغانيك أسلوبك في الغناء |
| Senin Shaolin stilin benim kung-fu'mla boy ölçüşemez. | Open Subtitles | أسلوبك الحركى لا يضاهى ضرباتى فى الكنغفو. |
| Bu arada, senin kibirli tavrın hoşuma gitmedi tamam mı? | Open Subtitles | هذا بيني وبينك أنا لا أحب أسلوبك المختال، حسنًا؟ |
| "Radha senin yaramaz bakışın." | Open Subtitles | "أسلوبك الشقي يا (ردها)". |
| Gülümseyişinin güneşi göğüslerinin sallanışı ve tarzının zarafeti. | Open Subtitles | وشمس تسطع من ابتسامتك اهتزاز صدرك وروعة أسلوبك |
| Bakıyorum her şey kontrolünüz altında. Tarzınızı sevdim Rahibe. | Open Subtitles | أرى أنكِ أنهيتي الأمر ، يعجبني أسلوبك |
| Eğer onu elde etmek istiyorsan yaklaşımını değiştirmek zorundasın. | Open Subtitles | لو أردت أن تنجح معها غير من أسلوبك |
| Tavırlarına dikkat et. | Open Subtitles | أنتَ من الأفضل أن تراقب أسلوبك معي. |
| Derginizi gördüm. Benim resimlerim sizin Tarzınız değil. | Open Subtitles | تعرفين، لقد رأيت مجلتك ومادتي ليست أسلوبك مطلقاً |
| Senin dövüş tekniğini analiz etmek için sayısız gün harcadım. | Open Subtitles | امضينا أياماَ عديدة نحلل أسلوبك في القتال |