| İlk bakışta hayal kırıklığına uğramış gibi küçük balıklar, bir sürü karides ve solucan var. | Open Subtitles | للوهلة الأولى تبدو مخيبة أسماك صغيرة, الكثير من الجمبري، و بعض الحشرات |
| Gözleri pörtlemiş zavallı küçük balıklar var ya... | Open Subtitles | أسماك صغيرة بنظرات بائسة على وجهها |
| Keeler'ın söylediği gibi sadece havuzdaki küçük balıklar. | Open Subtitles | أسماك صغيرة في بركة كبيرة، كما قال (كيلر) تماما. |
| Ya 5000 kişinin beş küçük balık ve iki minnacık somunla beslendiğine? | Open Subtitles | وتغذية 5000 شخص بخمسة أسماك صغيرة واثنين من الأرغفة الصغيرة جدا |
| Büyük balık, küçük balık, mukavva kutuda. | Open Subtitles | أسماك كبيرة, أسماك صغيرة, صندوق مِن الورق المقوّى. |
| -Sadece küçük balıklar demek. | Open Subtitles | - لذا مجرد أسماك صغيرة أذن؟ |
| Büyük balık, küçük balık, kutuda. | Open Subtitles | أسماك كبيرة, أسماك صغيرة, صندوق مِن الورق المقوّى. |