| Bağırdığını duydum. Hâlâ duyuyorum! | Open Subtitles | لقد سمعتكِ تصرخين ولا زلتُ أسمعكِ تصرخين |
| Sonra da şöyle diyeceksin: "Evet, duyuyorum." | Open Subtitles | : ماستقوله تالياً هو حسناً، لأنني أسمعكِ |
| Seni çok iyi duyamıyorum. Telefonu daha yakın tutar mısın? | Open Subtitles | لا أسمعكِ جيداً أقتربِ من الهاتف أكثر |
| Dikkatli olmuşsun, gittiğini bile duymadım. | Open Subtitles | لقد كنتِ حذرة, أنا لم أسمعكِ عندما غادرتِ |
| Tatlım, seni duyuyorum ve anlıyorum. | Open Subtitles | يا عزيزتي ، إنني الآن أسمعكِ و أراكِ |
| Suyun sesinden seni duyamadım. Her şey yolunda mı? | Open Subtitles | لم أسمعكِ مع وجود صوت الماء هل كل شئ على ما يرام؟ |
| Bu konudan böylesine tutkuyla bahsettiğini duymamıştım daha önce. | Open Subtitles | لم أسمعكِ تتكلّمين عنه بشغف من قبل. |
| Söylediğini duymak istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تقوليها. أريد أن أسمعكِ تقوليها. |
| Sizi duyabiliyorum, kafamda canlandırdığım Christian Grey'i değil. | Open Subtitles | أسمعكِ,ليس الرمادى المسيحي على حسب ما أتخيل |
| Seni duyuyorum, Bones. Onu ne için tutuklayacağım, huh? | Open Subtitles | يمكنني أن أسمعكِ بونز وعلى ماذا سأعتقلها؟ |
| Hayır, seni gayet iyi duyuyorum. | Open Subtitles | لا، أسمعكِ بوضوح، لا تقطعى المكالمة |
| Sesini yükselt, lütfen. Seni duyamıyorum. | Open Subtitles | تحدثي بصوت عالي رجاء فأنا لا أسمعكِ |
| Üzgünüm, küçük kızım. Seni duyamıyorum. | Open Subtitles | معذرة أيتها الفتاةا لصغيرة، لم أسمعكِ |
| - Seni duyamıyorum. | Open Subtitles | هل كان ذلك سرّ أو ماذا؟ أنا لا أسمعكِ. |
| Küçüklüğümden beri böyle konuştuğunu duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعكِ تتكلمي بهذا الشكل منذ أن كنت بنت صغيرة |
| Gece geldiğinizi duymadım. Saat kaçta geldiniz? | Open Subtitles | لم أسمعكِ وأنت تدخلين بأيّ وقت دخلتِ البيت؟ |
| Pekala. Seni anlıyorum, tatlım. | Open Subtitles | حسناً ، أنا أسمعكِ يا عزيزتي |
| Kusura bakma, şıngırdayan mücevherlerden ne dediğini duyamadım. | Open Subtitles | كيف كانت رحلتك الى هنا؟ آسفة لم أسمعكِ بسبب وجود كل هذه الضجة من المجوهرات |
| Hiçbir şey hakkında peh dediğini duymamıştım. | Open Subtitles | لم أسمعكِ من قبل تقولين هذا عن أي شيء |
| Ben sadece kıskandığını söylemeni duymak istemiştim. | Open Subtitles | .إنما أريدُ بأن أسمعكِ تقولي بأنكِ كنتِ غيورة |
| Ben de sizi duyabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أسمعكِ أيضا |
| Tamam, seni Dinliyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أنا أسمعكِ |
| Bir saniye tatlım sakin bir yer bulayım da seni duyayım. | Open Subtitles | انتظري عزيزتي ريثما أجد مكاناً هادئاً حتى أسمعكِ جيداً |
| Seni daha iyi duyabilmek için canım. | Open Subtitles | إنها الأفضل كي أسمعكِ يا عزيزتى. |