| Bunu yapman gerektiği için yaparsın tıpkı Dişlerini veya kıçını beyazlatman gerektiği gibi. | Open Subtitles | ،أنت فقط تفعلينه لأنه من المفترض عليكِ فعله مثل تبييض أسنانكِ أو فرجكِ |
| Büyük, kaya gibi Dişlerini gerçekten çok beğendim. | Open Subtitles | لقد أحببت أسنانكِ الأمامية التي تشبه الحجر يا أمي |
| Dişlerini fırçaladın, o yüzden sadece su içebilirsin. | Open Subtitles | لقد نظفت أسنانكِ لذا لن تناولي شيئًا غير الماء. حسنًا. |
| Ben bir anda oldu düşünüyorum Eğer diş daha çilleri vardı . | Open Subtitles | أعتقد إنهُ في الوقت الذيّ كنت تعانين من التسوس الكثير في أسنانكِ |
| Kalıcı dişlerin, sen bebekken çene kemiğinin dibinde şekillenmeye başlar ve yaşadığın çevreden bazı belirli izotoplar edinir. | Open Subtitles | عندما كنتِ رضيعة, فإن أسنانكِ الدائمية كانت تتطور في عمق عظم الفك و تحبس مركبات معينة |
| - Dişlerini fırçalarken harika konuşuyorsun. | Open Subtitles | نعم صوتكِ يبدو أفضل عندما تفرشين أسنانكِ |
| Benim tavsiyem... bir ısırık almaya hazır olana dek Dişlerini gösterme. | Open Subtitles | نصيحتي... لا تظهري أسنانكِ إلاّ إذا كنتِ على إستعداد لقبول المجازفة |
| Dişlerini enseme geçiremeden arkandaki duvardan topluyor olursun. | Open Subtitles | ستجدي أسنانكِ على الجدار الخلفي قبل أن تصلي لعُنقي |
| Olivia için olmasaydı, bütün Dişlerini sökmüştüm. | Open Subtitles | لولا أوليفيا لاقتلعتُ كل أسنانكِ لولا أوليفيا |
| Babana bağırma. Dişlerini fırçaladın mı bakayım sen? | Open Subtitles | لا تصرخي على والدكِ أغسلتِ أسنانكِ بشكل سليم؟ |
| ! Pislik diyene bak! Evden olduğun zaman Dişlerini bile fırçalamıyorsun günlerce. | Open Subtitles | حينما تكونين بالبيت لا تفرشي أسنانكِ لأثلاثة و أربعة ايام فمن الذى تنادينه بالقذر ؟ |
| Yemeğini bitirdiğinde Dişlerini fırçala yoksa başka kurabiye alamazsın. | Open Subtitles | عندما تنتهين أغسلي أسنانكِ وألا لن تحصلي على البسكويت مجدداً |
| Dişlerini fırçaladın, o yüzden sadece su içebilirsin. | Open Subtitles | لقد نظفت أسنانكِ لذا لن تناولي شيئًا غير الماء. |
| Acaba Dişlerini fırçalayıp tuvalet kapağını indirmeye de başlar mısın yakında? | Open Subtitles | هل ستبدأين في غسل أسنانكِ وإنزال غطاء مقعد الحمام؟ |
| Güzelce gülümse hayatım. Dişlerini göster. | Open Subtitles | ابتسامة حقيقية، حبيبتي اظهري أسنانكِ |
| Boğulma, kovalanma, diş dökülmesi? | Open Subtitles | هل تحلمين بأنكِ تغرقين ؟ أم ملاحقة ؟ أم تتساقط أسنانكِ ؟ |
| Dişlerinin diş etlerinden kerpeten ile teker teker sökülmesinin verdiği acı oldukça etkilidir. | Open Subtitles | إنها طريقة فعّالة جدًا الألم من اقتلاع أسنانكِ من لثتكِ بالزرديّة |
| dişlerin, gözlerin kirpiklerin, saçın. | Open Subtitles | أسنانكِ, عيناكِ أهدابكِ, شعركِ |
| Olmadı. dişlerin gözükmesin. | Open Subtitles | كلا، كلا، لا تستعملي أسنانكِ. |
| Kıçını sallamadan dişini fırçalamanın imkansız olduğunu farkettin mi hiç? | Open Subtitles | أكنت تعلمين أنه من المستحيل أن تنظفي أسنانكِ دون أن تهزي مؤخرتكِ؟ |
| Bir soru: hikayene bağlı kalacak mısın, yoksa Dişlerinin dökülmemesini mi istersin? | Open Subtitles | سؤالٌ واحد، هل تريدين أن تتمسّكِ بتلك القصة أم أنّكِ تريدين المحافظة على أسنانكِ ؟ |