| Onların davranışı hapis duvarları ardında tuttukları değerlerin bir yansımasıdır. | TED | تعكس المعاملة التي يتلقونها القيم الموجودة وراء أسوار السجن. |
| Abartıyor. Constantinople'ün duvarları 6 metre kalınlığında. | Open Subtitles | إنه يبالغ، أسوار القسطنطينيه بسمك عشرين قدماً |
| Eğer ifşa olursak, bizi şehir surlarının dışına götürtüp vurur. | Open Subtitles | إذا اكتشفنا، فسوف نجرُ خارج أسوار المدينة ويُطلق علينا النار. |
| Şehrin duvarlarını yıktılar ve kaleyi almaları da an meselesi. | Open Subtitles | لقدْ إقتحموا أسوار المدينة إنّها مسألة وقتٍ لا غير حتى يأخذوا القلعة |
| Gelin, diliniz ağzımın derinliklerine dalsın, elleriniz bedenimin surlarını aşsın. | Open Subtitles | تعال, واجعل لسانك يغوص داخل خندق فمي دع يديك تقتحم أسوار جسدي |
| Ama aslında onlar Troll'leri bölgelerinde tutmaya yarayan elektrikli çitler. | Open Subtitles | فى الواقع أنهم أسوار كهربائيه, للحفاظ على بقاء الأقزام فى منطقتهم. |
| Köyün duvarlarına yaklaştıklarında gökyüzünde parlak bir yıldız kayıyor— başka bir kehanet daha, ama neyin kehaneti? | TED | وهم يقتربون من أسوار القرية يضرب شعاع مضيء السماء إنه طالع آخر، ولكن عن ماذا؟ |
| Yumurta sayımı yok, çiftçi yok...köpek yok...anahtar yok ve çit yok. | Open Subtitles | ليس هناك عدّ صباحيّ، وَ لا مزارعين وَ لا كِلاب، وَ لا أقنان، وَ لا أقفال وَ لا أسوار |
| Eriha surları seni hain kurttan korur. | Open Subtitles | أسوار أريحا ستحميكِ من الذئب الكبير الشرير |
| Bu insanlar duvarların dışında güvende değil. | Open Subtitles | هؤلاء الناس ليسوا بأمنين خارج أسوار الحصن |
| Şunları Eriha surlarından alsan iyi olur. | Open Subtitles | أتمنى أن تبعدى هذه الأشياء عن أسوار أريحا |
| Truva'nın duvarları insanlar tarafından yapılamayacak kadar büyük görünüyordu. | Open Subtitles | فإن أسوار طروادة تبدو أعظم من أن يشيدها بشر |
| Sözle günümüze taşınarak dinleyiciler uzun kuşatma hikâyeleri, kentin duvarları dışındaki tarihi düellolar ve sonunda savaşı kazandıran hileyi öğrenmişlerdi. | TED | ومن التراث الشفهي الموجود، عرف الجميع قصة الحصار الطويل والمبارزات الملحمية خارج أسوار المدينة والحيلة الماكرة التي فازت بالحرب. |
| Bu hapishane duvarları arasında zamanımı geçirdim. | TED | أمضي وقتي هنا داخل أسوار السجن |
| Konstantinopol'ün taş ve mermer surlarının uzun süre sağladığı koruma sayesinde, bugün hâlâ klasik geçmişimize sahibiz. | TED | بفضل أسوار القسطنطينة، تلك الكومة من الطوب والرخام التي حمتهم كل ذلك الوقت لايزال لدينا ذلك الماضي القديم. |
| Şehir surlarının ötesinde yanan trenin içine bak. Bunun gibi yüzlercesini bulacaksın. | Open Subtitles | انظروا بالقطار المُحترق خلف أسوار المُدن، وستجدوا مئاتاً مثل هذا. |
| Hapishanemin duvarlarını aştığım zaman senin yaşlarındaydım. | Open Subtitles | كنت في نفس عمرك تقريبًا عندما خرجت من أسوار سجّاني |
| Ne! İkiniz Bağdat'ın duvarlarını aşıp, Moğol ordularına karşı tek başına mı savaşacaksınız? | Open Subtitles | أنتم الاثنين ستقتحمون أسوار بغداد |
| Şehrimin surlarını aşan adama nasıl güvenebilirim? | Open Subtitles | كيف يمكنني الثقة بمن إخترق أسوار مدينتي؟ |
| Sivri tellerle çevrili yüksek çitler. | Open Subtitles | أسوار عالية محاطة بأسلاك شائكة |
| Bahçenin duvarlarına tırmanmak güç. | Open Subtitles | ان أسوار البستان عالية و صعبة التسلق و هذا المكان مميت اذا أخذنا فى الاعتبار من أنت |
| Kalenin duvarlarında ölüler ordusuyla nasıl savaşacağız? | Open Subtitles | كيف سنحارب جيش الموتى في أسوار قلعتنا ؟ |
| Birçok savaşçıyla beraber ormanı geçiyorlar ve Redones'in köy duvarlarının dışında bir görüşme talep ediyorlar. | TED | يرافقه العديد من المحاربين يتوجهون عبر الغابة ويطلبون عقد اجتماع خارج أسوار قرية الريدونس |
| Lejyonların hâlâ surların dışında kamplarındalar mı? | Open Subtitles | فيالقك مازالت في المعسكر خارج أسوار المدينة؟ |
| "Japon ordusu şehir surlarına ulaştı." | Open Subtitles | " لقد اخترق الجيش الياباني أسوار المدينة " |