| Daha ben de izlemedim, onun için eğer sevmezseniz n'olur ki? | Open Subtitles | لم أشاهده بعد لذا اذا لم يعجب أي منكم و ماذا ؟ | 
| Patronunun meşgul olduğunu biliyorum, Danny, Şu an onu izliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم بأن رئيسك مشغول أنا أشاهده الان | 
| Bir daha hiç görmedim. Her sabah kontrol ediyorum. | Open Subtitles | حسنا, لم أشاهده هناك مرة أخرى كنت أتحقق كل صباح | 
| İzlemek istediğim tek bir program var. | Open Subtitles | هناك برنامج واحد فقط أريد أن أشاهده ويسمى | 
| Son on yıl boyunca batışını izledim. | Open Subtitles | العشر سنوات الماضية اللعينة كنت أشاهده يذهب اعمق و أعمق | 
| Tarih sınıfından bir arkadaşıma, ben izlediğim hâlde sakso çektiği için. | Open Subtitles | لقد قام بمداعبة فتىً معنا في صف التاريخ بينما كنت أشاهده. | 
| İzlemedim. Ama oldukça iyi olduğunu duydum. İzlemek istiyorum. | Open Subtitles | لا لم أشاهده ، ولكن سمعت بأنه جيد ، أريد أن أشاهده | 
| Hiç izlemedim ama kayıt sırasında oradaydım evet. | Open Subtitles | لم أشاهده أبداً، لكني كنت هناك أثناء التسجيل، أجل. | 
| Eğer izleseydim, ki izlemedim. | Open Subtitles | إذا كنتُ قد شاهدته، ولكني لم أشاهده | 
| Oh, üzgünüm, ama ve l'tüm hafta izliyorum ve ben sevgi, aşk, senin konu seviyorum. | Open Subtitles | أنا فقط ضيفة التقديم آسفة ، لكننى كنت أشاهده طوال الأسبوع و أحب أحب أحب كل موضوعاتِك | 
| Evet, biliyorum. İzliyorum ve inanamıyorum. Hey, hey. | Open Subtitles | ستصبح حقيقةً في الآخر نعم , أعلم أنا أشاهده ولا أصدق ذلك أهلاً , أهلاً , هاهو ذا كيف حالك يا صديقي ؟ | 
| - Sahi mi? - Ben daha o filmi görmedim. | Open Subtitles | The bicycle thieves هل تعلمون أن - لم أشاهده أبداً | 
| Bense Philly'de yaklaşık yüz kere bulundum ama onu hiç görmedim. | Open Subtitles | لقد جئت الى فيلادلفيا مئات المرات لكني لم أشاهده | 
| - Görünen o ki bunu görmelerini istemiyorsun. - Ben de istemiyorum. Ama bunu izlememelerini bu kadar çok istemen benim izlemek istememe neden oluyor. | Open Subtitles | و أنت بكل أسف لا تريد الأخرين أن يروه مما جعلني أريد أن أشاهده | 
| Evet, salakça ama onu izlemek bana daha iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | نعم ، نعم ، هذا يبدو تصرفا غبيا و لكنه يجعلني أشعر بشكل أفضل و أنا أشاهده | 
| Onu bir kereden çok öldürürken izledim ve hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | لا أعلم لقد كنت أشاهده يقتل الواحد تلو الأخر ولا أفعل شيئاً | 
| Peki. İzlediğim şey bitsin yaparız. | Open Subtitles | حسناً سنذهب بمجرد انتهائي من البرنامج الذي أشاهده.. | 
| Tek gördüğüm şey ölü ünlülerin filmleri. | Open Subtitles | وكل ما أظلّ أشاهده عبارة عن مشاهير ميّتين بسبب المنتجات | 
| Her yerde ölü kardeşimi görüyorum. | Open Subtitles | أماندا: كنت أشاهده أخي القتلى في كل مكان. | 
| Hayal kırıklığına uğramıştım, ama yine de birkaç yılda bir filmi izliyordum. | Open Subtitles | كنت محبط جداً من الفيلم ومع ذلك كنت أشاهده كل بضعة سنوات | 
| Maskelerini çıkartacaklar mı diye izlemem gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كان عليّ أن أشاهده لأرى ما إن خلع أحد الرجال قناعه | 
| Yani ona bakıyorum ve çok güzel bu. Her şeyini seviyorum. | Open Subtitles | أعني أني أحب أن أشاهده يتبول أحب كل شيء فيه | 
| Ben yaparken ya da izlerken, bana hororşov gibi gelirdi. | Open Subtitles | عندما كنت أمارس العنف أو أشاهده كان ينتابني شعور رائع دون سبب | 
| Biliyor musun, bu yönünü daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | أتعلم , هذا جانب جديد منك لم أشاهده من قبل | 
| Aslında, seyretmedim bu yüzden sevip sevemediğim hakkında birşey söyleyemem. | Open Subtitles | بالواقع لم أشاهده بعد لذا لا أستطيع أن أخبرك إذا ما أعجبني أو إذا ما كان رديئاً بحق. | 
| Öylece durup onun acı çekmesini izlemeyeceğim. Onu çok fazla umursuyorum. Bunu anlıyor musun? | Open Subtitles | لذا لن أقف مكتوفة اليدين أشاهده يعاني أنا أهتم به كثيرًا، هل تفهمين؟ |