Hemşirenin ofisine aceleyle koştum ve konuşamadığım için ağzımı işaret ettim. | TED | فأسرعت الى مكتب الممرضة، ولأني لم أستطع التحدث، أشرت فقط الى فمي. |
Evet, bu sabahtan beri bildiğim şeyi söylediğin için sağ ol. | Open Subtitles | نعم . شكراً لأنك أشرت إلى ما عرفته بالفعل هذا الصباح |
Kaptan kaptan diye boşuna demiyorlarmış, yolu da, yordamı da sen gösterdin. | Open Subtitles | وعندما قالوا ربّان فقد أصابوا، لأنك أشرت للاتجاه الصحيح |
Dostum, demircinin yerini gösterebilir misin? | Open Subtitles | مرحبًا يا صاح، هلا أشرت لي لمكان الحداد؟ |
bahsettiğin şu hayaller için tam olarak ne demek istedin? | Open Subtitles | ما الذي عنيته، بالرؤى التي سبق و أشرت إليها ؟ |
Açıkca belirttim! Oraya gireceğimi biliyordu! | Open Subtitles | أنا أشرت بوضوح , وهو يعلم أنني كنت ذاهباً إليه |
Şifre kırıcı arkadaşlarından birisi sana babamdan bahsetmiş, Nathan Herrero. | Open Subtitles | في واحدة من إختراقاتك للبث أشرت إلى أبي ، نيثن هيريرو |
Daha önceden de bahsettiğim gibi bir tür olarak biz, Dünya gezegeni için özel olarak evrimleştik. | TED | لقد أشرت من قبل أننا كنوع تطورنا بشكل فريد لملاءمة كوكب الأرض. |
El, ağacın dışında bir yeri işaret ediyordu; zamanın dışında bir yeri. | Open Subtitles | واليد أشرت على نقطة خلف الشجرة خارج الزمان |
Oturmasına müsaade ettim ve kafamı sallayıp dedim ki; "Harriett, Bruce" sonra oturma odasındaki büfeyi işaret ederek orda bir büfe olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | تركتها تجلس ثم أطرقت برأسى وقلت "هارييت, بروس " ثم أشرت على البار فى غرفة المعيشة ولم أكن أعلم أن هناك بارا أصلا |
Eğer arkadaşına işaret edersen, bu yapacağın son şey olur. | Open Subtitles | اخفض يديك إن أشرت لصديقتك ستموت على الفور |
Pek çok kez söylediğin gibi ben kıdemsiz saha ajanıyım. | Open Subtitles | حسناً, كما أشرت عدة مرات فأنا عميل ميداني مبتديء |
Anlarsın ya, halkalarımız hasarlı ve kendin de söylediğin gibi kalkanlarımız düşük, bu da demek ki 302 iniş sahalarındaki hava durağan değil. | Open Subtitles | ستمر ببعض المشاكل ترى , حلقاتنا متضرره و كما أشرت دروعنا منخفضه من ما يَعْني أن الجوّ في الخلجانِ الـ302 |
- Ama onu gösterdin. - Hayır, efendim. | Open Subtitles | ـ ولكنك أشرت له ـ لا يا سيدي، لم أفعل |
Bu silahın sapını gösterebilir misiniz? | Open Subtitles | هلا أشرت إلى المقبض على هذا السلاح؟ |
Hiç şüphe yok ki biraz önce bahsettiğin eğilimleri yüzünden. | Open Subtitles | بلا شك وفقاً للميول التي أشرت لها سابقاً |
Buradaki güvenliğin biraz gevşek olduğunu belirttim sadece. | Open Subtitles | لقد أشرت لها ببساطة أن الوضع الأمني بالأنحاء مُهتريء قليلًا |
Bu iyi bir fikir değil. Bunun iyi bir fikir olmadığından bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | هذه ليست فكرة جيدة لقد أشرت إلى أنها ليست فكرة جيدة |
Az önce bahsettiğim rahat etme durumu yüzündendir. | Open Subtitles | ما كنت أشير إليه هو الراحه . كما أشرت في بادئ الأمر |
Sağa sinyal verip sola döndüm. | Open Subtitles | لقد أشرت لليمين وانعطفت شمالا. |
Bir profesyonelin yardımını istemeli diye kartta senden bahsettim. | Open Subtitles | لقد أشرت إلى ٌسمك في البطاقة. لو كانت ترغب في جمهور لمحترف. |
Burada, ekranda görebileceğiniz üzere, ...o akşam izlediği yolu kırmızıyla gösterdim ve uğradığı yerleri işaretledim. | Open Subtitles | كما ترون في الشاشة هنا أشرت إلى طريق سفره باللون الاحمر لمواقع مختلفة قام بزيارتها ذلك اليوم |
9/11 sonrasi bir taraf tuttuğunda onların sana geldiğini söylemiştin? | Open Subtitles | عندما قمت بإختيار جهة بعد أحداث سبتمبر لقد أشرت إنهم جاءوا إليك؟ |
Bahsettiğiniz fatura Üçüncü Dünya ülkelerinde tıbbi teknolojinin geliştirilmesi için ... | Open Subtitles | الفاتورة التي أشرت إلى ستوفّر مال ويجهّز إلى منظمة الصحة العالمية،... |
Hiçbir şey hatırlamadığını söyledin. Suç işleme niyeti yokmuş. | Open Subtitles | أنك أشرت, أن ليس لها ذاكرة أو نية إجرامية |
Senin de dirayetle belirttiğin gibi onlar için olan değerimiz hizmet yeteneğimizle doğru orantılı şu an için. | Open Subtitles | وكما أشرت قيمتنا لهم بكم نستطيع خدمتهم لحتى اللحظة |